Son Dakika Doktor ve Uzman Hekim Gündem Haberleri

Taksimde Gündemde Olan Doktor Suskunluğunu Bozdu !

Sosyal medyada paylaşılan görüntüler ve medyada çıkan haberler, bir doktorun hastaneye gelen ve epilepsi hastası olduğunu iddia eden bir hastayı darp ettiği iddialarını gündeme getirdi.

İlgili ilk haber: İddia: Doktor kadının gözüne yumruk attı !

Bu gelişmelerin ardından Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi bir açıklama yaparak konuya ilişkin görüşlerini paylaştı. SES tarafından yapılan açıklamada, sarı alan hastalarının acil serviste bekleyebileceğine dikkat çekilirken, hastanın iktidarın seçim odaklı popülist amaçları için kullanıldığına vurgu yapıldı. Ayrıca, hastanın tedavi protokolüne aykırı tedavi olmak istemesinin, uzun süredir dile getirilen sağlık sisteminin sorunlarının bir sonucu olduğu ifade edildi. Olayın geçmiş doktoru Ş.K. ise Evrensel’e konuşarak durumu tam anlamıyla bilmeden ve bilgi alınmadan haberlerin yapıldığını ve hedef gösterildiğini belirtti. SES İşyeri Temsilcisi Muhsin Uysal ise, hükümetin sağlıkta şiddet sorununu çözme konusundaki samimiyetinin eksik olduğunu dile getirdi.

“SANA NE YAPTIĞINI SORMADIM, BANA BAKMAK ZORUNDASIN”

Olay gününü ve yaşananları anlatan Doktor Ş.K.,

“Ben sarı alanda çalışırken bir düzenli olarak yüksek tansiyonunu kontrol ettiğim hastam ve dirsek kırığı olan bir hastam vardı. Dirsek kırığı olan hastamın reçetesini ve raporunu yazıyordum o sırada. Alana iki tane kadın geldi. Doktor nerede diye bağırarak içeriye daldırlar. Kendilerine yatağa geçmeleri söylendi ve iki dakika sonra bakacağımı söyledim. Ayrıca gelen kadının tansiyonu, şekeri, EKG’si çekilmişti ve sorun görülmüyordu. Şikayeti ise ‘Epilepsi nöbeti geçirebileceğimi hissediyorum’ şeklindeydi. Bunun öncelikli bir durumu yok ve bekleme süresi 2 dakika olacak, reçeteyi ve raporu yazdıktan sonra kendisiyle ilgileneceğimi de beyan ettim. ‘Sana ne yaptığını sormadım, gelip bana bakmak zorundasın. Ben epilepsi hastasıyım, benim önceliğim var’ diye bir cevap aldım. Ben de özellikle dirseği kırık olan hastayı göstererek ‘Reçetesini de mi yazmayayım’ diye sordum. ‘Hayır bakmayacaksın’ diye yine sert bir üslupla cevap verdi. Kendisi ile bu şekilde ilgilenemeyeceğimi, benimle ve hastalarımla böyle konuşamayacağını ve kimsenin hakkını yiyemeyeceğini söylendim kendisine. Sonra beni kameraya almaya çalıştı. Kadınla sağlıklı iletişim kuramayacağımı anladığımda refakatinin yanına gidip, ‘Ablacım mahkemelik olacağız, beni kameraya alamazsınız. İsterseniz bir iki dakika dışarı çıkıp öyle gelin ya da başka bir hastaneye gidin. Ablanın şu an acil bir durumu yok’ dedim. Ardından bana ‘Sen nasıl bizim üstümüze yürürsün’ diyerek kamera almaya devam ettiler. Beyaz kod açtım. Ardından hala kameraya aldıklarını görünce kamerayı indirmek amaçlı kameraya vurdum. Sonra zaten güvenlik geldi ve ablalar güvenlikten kaçmaya çalıştılar. Ben sonra geri dönüp hastalarımın işlerini hallettim. Bu insanların da polis odasına götürüldüğünü düşündüm beyaz kod üzerine. Dışarıya hava almaya çıktığımda bu insanlarla tekrar karşılaştım ve ellerinde telefonlar ve görüntülerim var. Polis odasına götürülmemişler ve işlemlerine başlanmamış. Üstelik dışarıda ‘Doktor bizi darp etti’ diye tekrarlıyorlar. Ben öyle bir şey olmadığını söyleyerek durumu anlattım. Ben anlattıktan sonra ‘Sen görürsün şimdi’ diyerek bana tokat attı ve ben de o an kendimi savunmak için refleksle yumruk attım”

diyerek olayı anlattı.

“MESLEĞİMDEN SOĞUDUM, DOKTORLUK YAPMAK İSTEMİYORUM”

O gün nöbetinin 12.saatinde olduğunu söyleyen Ş.K.

“Bu süreçten çok etkilendim. 2 yıldır aynı hastanenin acil servisinde çalışıyorum. Bu acil serviste çalışmak doktorluğun icra edildiği en zorlu yerlerden birisi zaten. Ben uzun süredir yer değişikliği için bir sürü talepte bulundum ancak acilde doktor eksiğimiz olduğu için taleplerim kabul edilmedi. Görevime devam ediyordum. 24 Eylül’de TUS sınavım var. Ona çalışmaya çalışacağım ama çok mümkün olmayacak” dedi. Olayın ardından psikolojisini de anlatan Doktor Ş.K., “Psikiyatri servisine göründüm. Travma sonrası stres bozukluğu tanısı aldım ve bir süre raporluyum. Kaç defa kendisini de güvenliği de uyarmama rağmen durumun buralara gelmesi çok üzücü”

ifadelerini kullandı.

Olayın ardından sosyal medyada ve ana akım medyada hedef gösterilmesine ilişkin konuşan Doktor Ş.K.,

“Bana dair herhangi bir fikir alınmadan, hastaneye sorulmadan sadece kadının gönderdiği videolarla anında hedef gösterilmek tedirgin edici. Adım, işyerim saklanmadan direkt yüzüm görünerek tehdit ve hakaretlere maruz kalmak da tedirgin edici. Bu süre zarfında ailem de fazlasıyla endişelendi” şeklinde konuştu. Olayın ardından meslekten soğuduğunu ve çalışmak istemediğini söyleyen Doktor Ş.K., “Ben şimdiye kadar ülkeden gidebilirdim. Artık bu ülke bana düşmansa, daha bana fikrimi bile sormadan beni infaz ediyorsa benim ülkede durmamın bir anlamı yok. Yurtdışında da doktorluk yapmak istemiyorum artık. Mesleğimden soğudum ve bu güvensiz koşullarda mesleği yapmak istemiyorum. Ne yapacağımı da bilmiyorum. Şu an adli süreci yürüteceğim.”

İfadelerini kullandı.

“HÜKÜMET SORUNU ÇÖZMEKTE SAMİMİ DEĞİL”

Olayı teyit etmeden büyük bir iştahla haberleştiren ana akım medyanın, sağlıkta şiddeti meşrulaştırmaya yönelik hareket ettiğini gözlemlediklerini söyleyen SES İşyeri Temsilcisi Muhsin Uysal

“Bu son olayda ise hastanın kendisinin çektiği kısa bir video ile sağlık emekçilerini değersizleştirme yönünde haberler yapıldı. Sağlık emekçisi arkadaşımız sosyal medyada linç ettirildi. Bir sürü hakarete maruz kaldı. Sağlık çalışanına yapılan şiddetin meşru olduğunu söyleyenlerin sayısı arttı ve böyle düşünenler bu haberlerden güç alarak açıkça sağlıkta şiddeti savunduklarını ifade etmiş oldular” dedi. Sağlıkta şiddetin her gün her çeşidiyle yaşandığına dikkat çeken Uysal; “ Sağlıkta şiddete bakanlığın çözümü XR cihazları koymak, kale gibi hastaneler yapmak. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı Fahreddin Koca gri koddan bahsetti. Hastanede polis sayısının artacağını anladık ancak bunlar sorunun köküne inen çözümler değil. Hükümet sorunu çözmekte samimi değildir, aksine sağlıkta şiddeti kışkırtmaktadır. Kışkırtmasının nedeni de seçim yatırımlarıdır. Vatandaşa her zaman hekim dövebileceğini ifadeleri ile hissettirmiştir. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı hekimlere ‘giderlerse gitsinler’ dedi. Cumhurbaşkanı böyle söylüyorsa bir vatandaş da çıkıp ‘Biz artık doktor dövebiliyoruz’ diyebilir. Bunlar sağlıkta şiddette etkendir. Bugün televizyon dizilerinde, doktorun kafasına silah dayayıp ‘hastamı yaşatacaksın’ dedikleri sahnelere yer veriliyorsa ve RTÜK dediğimiz kurum bununla ilgili hiçbir yaptırım uygulamıyorsa bu, sağlıkta şiddeti kışkırtmak için planlı bir uygulamadır”

şeklinde konuştu.

Kaynak: Özlem Songül ABAYOĞLU-Evrensel

0 0 oylar
İçeriği Puanla
Abone Ol Bildirim Al
Bildir
guest
0 Yorumlar
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
0
Düşünceleriniz Bizim İçin Önemli, lütfen yorum yazın..x
Bu Kayıt Konuşulur Yok Artık Doktorun Benzerliği Şaşırttı! Sağlık personeli hac test soruları Memur Sağlık Personeli Haberlerinde 112 Acil Fm’in yeri Bugün Meydana Gelen Ambulans Kazaları! Akraba Evliliği Öncesi Bir Düşünün Sağlıkçı Maaş Doğru bilenen ilk yardım yanlışları Çiğli’de Hastane Yemekleri Eylemi Güzel Hemde Tıp Mezunu