Sağlık Çalışanı İsmini Vermek Zorun da mıdır?KDK’dan Emsal Karar
Memur sicil numarası neye göre verilir?
İstanbul Acil Durum Hastanesi‘nde yaşanan bir sağlık ihmalinin ardından, hasta yakını Kamu Denetçiliği Kurumu‘na başvurarak annesinin ölümüne neden olan ihmalin araştırılmasını talep etti.
Hasta yakını, hastane koşullarındaki olumsuzluklar ve sağlık personelinin ilgisizliğinden şikayet ederek, ilgili sağlık çalışanlarının isimlerinin verilmediğini belirtti.
Kamu Denetçiliği Kurumu, başvuruyu değerlendirerek detaylı bir inceleme süreci başlattı. Yapılan araştırmalar sonucunda, sağlık hizmetlerinin standartlara uygun olduğu ve ihmal iddialarının gerekçesiz olduğu ifade edildi.
Bu durum, sağlık sisteminin işleyişi ve hasta hakları açısından önemli bir tartışma yarattı. Kamu Denetçiliği Kurumu’nun verdiği yanıt, sağlık hizmetlerinde şeffaflık ve hesap verebilirliğin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
İLGİLİ KARAR
T.C. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
SAYI : 2022/14803-S.22.22668
BAŞVURU NO : 2022/7185
KARAR TARİHİ : 16/11/2022
BAŞVURUYA KONU İDARE : İSTANBUL İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
Başvuranın, annesinin Acil Durum
BAŞVURUNUN KONUSU :
Hastanesinde ihmal ile ölümüne sebebiyet verildiği ve ilgili sağlık
personelinin isimlerinin tarafına verilmediği iddiaları.
BAŞVURU TARİHİ : 17/05/2022
I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ
- Kurumumuza 14/02/2022 tarihinde başvuran özetle; 16/10/20212 tarihinde COVİD
sebebiyle annesi Prof. Dr. Acil Durum Hastanesine yatışının
yapıldığını ve 04/11/2021 tarihinde de bu hastanedeki ilgisizlik, ihmaller ve hastane koşullarındaki
(hijyen koşulları ve teknik donanım yetersizliği gibi) olumsuzluklar nedeniyle annesinin vefat ettiğini;
serviste kaldığı süre içerisinde (yaklaşık 24 saat) çöplerin alınmadığını, temizlik yapılmadığını, klozet
kapağının kırık olduğunu, soğutma sisteminin merkezi sistem olması nedeniyle buz gibi olan odada
yorganın istenirse verildiğini, lastik yatağın üstünde ince bir çarşaf olduğunu, kullanılmış karton ördek
verildiğini ve bunu defalarca kullanması gerektiğinin söylendiğini, dışarıda herkesin kullandığı boşsa
alınabilen oksijen tüpü ile lavaboya gidildiğini, bunlar gibi olumsuz şartların annesinin gece
rahatsızlanmasına yol açtığını, nöbetçi doktoru çağırdığı halde doktorun gelmediğini, gece annesinin
mide ve karın ağrısının arttığını, solunumunun yavaşladığını, annesi sabah çok kötüleşince hastane
koridorunda hemşireye haykırdığında telaşla hemşire ve ardından doktorun geldiğini, kendisinin de
COVİD hastası olduğunu ve karantinadayken annesinin yanında refakatçı olduğunu, annesinin
17/10/2021 tarihinde yoğun bakıma alındığını, bu süreçte sabah akşam annesinin beslenmesi için
istenen yiyecekleri (kahvaltılık, meyve sebze, çorba vb.) götürdüğünde annesinin bilinci açık olmasına
rağmen kendisinin görüşme isteğinin reddedildiğini, ancak diğer hastanelerde hasta yakınlarının içeri
alındığını, bununla beraber hemşire ve doktorla özel görüşme yasağı olduğunu, annesi hakkında sadece her gün farklı bir kişi tarafından iki dakika bilgi verildiğini, soru sorulduğunda cevap verilmediğini,
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Kavaklıdere Mah. Zeytindalı Caddesi No:4 Çankaya/ANKARA
Kep Adresi: kamudenetciligikurumu@hs01.kep.tr
1 / 12
hasta yakınının hiçe saydığını, kendilerine sorulmadan annesini yoğun bakımın beşinci gününde entübe
edildiğini, bu durumun insan haklarına aykırı olduğunu, annesi entübeyken ulaştığı Başhekim Yrd.
’nin özel tedavi (kök hücre, plazma, ECMO cihazı olan özel hastaneye geçiş isteği gibi) çabalarını
reddettiğini, entübeyken de annesini son defa görmesine izin verilmediğini, hastanedeki tedavinin
annesinin bütün değerlerini altüst etmesine rağmen tedaviye devam edildiğini, annesinin vefatından üç
gün sonra başhekim yardımcısından annesinin doktoruna ve hemşiresine ulaşmak istediğini
belirtmesine rağmen tarafına isimlerinin verilmediğini, Başhekimle görüşme isteğinin de kabul
edilmediğini, şikayetini iletecek muhatap bulamadığını, CİMER başvurusundan da sonuç alamadığını,
en önemlisi de annesinin EPİKRİZ raporunda özgeçmiş (alzheimer, parkinson) bilgisinin yanlış
yazıldığını ve annesine yoğun bakım servisinde bu hastalıklar doğrultusunda yaklaşımda bulunmaları
ve tedavi edilmesi hususunu göz ardı edemeyeceğini, bu durumu Başhekim Yardımcısına ilettiği halde
yardımcı olunmadığını, annesinin anesteziye karşı hassasiyeti olduğu ve hastane fobisi olduğu bilgisini
doktoruna veremediğini, vefat haberinin bile küçücük bir camdan basit bir cümleyle söylenmesinin
kendisini o süreçte olumsuz etkilediğini iddia ederek, bahse konu hususların araştırılmasını, ilgili
doktor ve hemşire isimlerinin verilmesini, Başhekim Yrd. . ve Başhekim ile görüşme
sağlanmasını talep etmiştir. Bu başvuru 28/02/2022 tarih ve sayılı Gönderme Kararı ile
ekinde, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına iletilmiştir.
- Başvuran, tarihinde aynı taleple Kurumumuza tekrar başvuru yaparak, Sağlık Bakanlığı
tarafından şikayetine binaen müşteki (şikayetçi) sıfatıyla 28/03/2022 tarihinde ifadeye çağrıldığını,
ancak İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün henüz kendine bir cevap gelmediğini belirtmiş, gerekenin
yapılmasını talep etmiştir.
II. İDARENİN ŞİKÂYETE İLİŞKİN AÇIKLAMALARI
- Kurumumuzun 28/02/2022 tarih ve sayılı Gönderme Kararı ile ekinde yer alan başvurunun,
Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığınca konu ve ilgililer hakkında gerekli incelemenin yapılması
için İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne iletildiği anlaşılmıştır. İkinci başvuru sonrasında Kurumumuzun
09/06/2022 tarih ve sayılı yazısıyla, başlatılan incelemenin akıbeti hakkında İstanbul İl
Sağlık Müdürlüğünden bilgi ve belge talep edilmiş olup, adı geçen Müdürlüğün 27/06/2022 tarih ve
sayılı cevabi yazısı ve eklerinden özetle;
3.1. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Görevli Doç. Dr. .’in incelemeci (muhakkik)
olarak görevlendirildiği, 29/04/2022 tarihli İnceleme Raporu ve eklerinden özetle;
3.1.1. Prof. Dr. Acil Durum Hastanesinden Hasta tedavisine ilişkin bilgi
ve belgelerin temin edildiği,
3.1.2. Başvuru sahibi ifadesinin alındığı,
3.1.3. Başvuruya konu sağlık personelleri, Hemşire Hemşire Başhekim Yardımcısı ve
Anestezi ve Reanimasyon Uzman Doktoru nin ifadelerinin alındığı,
3.1.4. Konuyla ilgili olarak Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Doç. Dr. ’dan görüş alındığı ve adı
geçenin 22/04/2022 tarihli Uzman Görüşünde;
“…Kronik böbrek yetmezliği, hipertansiyon, diabeles mellitus, hipotiroidi ve unipolar depresyon
öyküsü olan 81 yaşında kadın hasta; üç gündür devam eden üşüme halsizlik, öksürük, eklem ve yaygın
vücut ağrısı şikâyetleri nedeniyle 09/10/2021 tarihinde alınan Covid-19 PCR test sonucunun (+)
olması nedeniyle evde tedavisine başlanıyor. Ek hastalıkları nedeniyle linagliptin tb, nifedipine tb,
ecopirin tb ve essitaiopram kullanmaktadır.
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
/
Kavaklıdere Mah. Zeytindalı Caddesi No:4 Çankaya/ANKARA
Kep Adresi: kamudenetciligikurumu@hs01.kep.tr
2 / 12
09/10/2016’dan Prof. Dr. Acil Durum Hastanesi acil servisine başvurduğu
16/10/2016 tarihine kadar evde, prednol, parol, seftriakson, pantoprazol, anti FXa, levofloksasin, N-
asetil sistein, montelukast, tigesiklin, teofılin, budesonid, salbutamol, piperasilin-tazobaktam,
diltizaem, forosemid, B kompleks ve C vitamini, ve Oksijen desteği tedavileri uygulandığı tespit
edilmiştir. Bu dönemde periferik oksijen satürasyonunun ilk günlerde oda havasında %90 üzerinde
olmasına rağmen daha sonraları nasal oksijen tedavisine ihtiyaç duyulduğu, ancak nasal oksijen
desteğinin yeterli olduğu görülmüştür. 16/10/202 tarihinde nasal oksijen desteği ile oksijen
satürasyonunun % 93 olmasına rağmen, oda havasında düşme (%77) görülmesi üzerine hastane yatışı
önerilmiş. Bu dönemde ayrıca tespit edilen bir hipopotasemisi de mevcut.
16/10/2021 tarihinde kendi özel araçları ile Prof. Dr. Acil Durum Hastanesi acil
servisine başvurmuşlar ve servis yatışı sağlanmıştır (112 sağlık ekiplerinin hazır bulunmasına rağmen,
ambulans ile transferin reddedildiği ifade edilmektedir).
Servis yatışı sırasında, karın ağrısı nedeniyle mesenter iskemi şüphelenilerek hastadan genel cerrahi
konsültasyonu isteniyor. Herhangi bir cerrahi patoloji düşünülmüyor, var olan hipopotasemin
düzeltilmesi ile karın ağrısı tablosun kaybolduğu gözleniyor. Ancak solunum parametrelerindeki
bozulma nedeniyle 17/10/2021 tarihinde yoğun bakım ünitesine yatışı yapılıyor.
17/10/2021 tarihinde hastaya yüksek akışlı nasal kanül oksijen (HFNC) tedavisi başlanıyor.
21/10/2021 tarihinde HFNC ile oksijen desteğinin yetersi olması nedeniyle endotrakeal entübasyon ve
invaziv mekanik ventilasyon tedavisine geçiliyor.
Hastaya, 17/10/2021 tarihinde yoğun bakıma yatışından, vefat ettiği 04/11/2021 tarihine kadar
uygulanan tedavinin şunları içerdiği görülmüştür:
Mekanik ventilasyona uyum ve sedasyon için: Remifentanil, rokuronyum, ketamin, midazolam.
Antbiyoterapi (Aynı anda değil, farklı zamanlarda klinik ve kültür sonuçlarına dayanılarak):
Meropenem 3 x 1 gr iv, Pipcrasilin + Tazobactam 2×4.5 gr iv, Vankomisiıı, Kolistin.
Antikoagülan ve tromboproflaksi: Anti-XA 4000 IU/0.4 ml 1×1, ecopirin 100 mg 1×1 Antiinflamatuar:
Prednol 40 mg tb 2 x 1 Oral
Analjezik, antipiretik: Parol 1 g iv 1×1
Beslenme ve destek tedavisi: Reconvan mama, pulmocare mama Human albümin %20 Pantoprazol 40
mg 1×1 iv, Pot-K eff tb 1×1, N-asetil sistein.
Ek hastalıkların tedavisi için kullanılan ilaçlar: Amlodipin 10 mg 1 xl, insülin, essitalopram.
Hemodinamik destek: Noradrenalin infüzyonu.
Makrofaj aktivasyon sendromu tedavisi: Anakinra
Kan ve kan ürünleri transfüzyonu
Ayrıca, 02/11/2021 tarihinde hastaya renal replasman tedavisi başlandığı tespit edilmiştir.
Hastaya intraarteriyal kanülasyon, santral venöz kateterizasyon, femoral dializ katereri, nasogastrik
sonda, üriner kateter girişimleri uygulanmış olduğu görülmektedir.
04/11/2021 tarihinde hasta vefat etmiştir.
Hasta dosyaları ve kayıtlardan yapılan incelemeler sonucunda, Covid-19 pnömonisi nedeniyle hastaya
uygulanan tedavilerin, güncel literatür bilgileri ve sağlık bakanlığının yayımladığı kılavuzlara uygun
olduğu kanaatine varılmıştır.” Denildiği,
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
/
Kavaklıdere Mah. Zeytindalı Caddesi No:4 Çankaya/ANKARA
Kep Adresi: kamudenetciligikurumu@hs01.kep.tr
3 / 12
3.1.5. İncelemeci tarafından ise; “… a yapılan tıbbi tedavi ile ilgili; Hasta dosyaları ve
kayıtlardan yapılan incelemeler sonucunda, Covid-19 pnömonisi nedeniyle hastaya uygulanan
tedavilerin, güncel literatür bilgileri ve sağlık bakanlığının yayımladığı kılavuzlara uygun olduğu
kanaatine varılmıştır.” denilmek suretiyle ilgililer hakkında idari, mali, adli ve disiplin yönünden
herhangi bir işlem tesis edilmesine gerek olmadığı yönünde kanaat bildirildiği,
Görülmüştür.
III. İLGİLİ MEVZUAT
- Anayasamızın
4.1. “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17’nci maddesinde;
“Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası
olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz…”
4.2. “Özel hayatın gizliliği” başlıklı 20 nci maddesi; “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını
isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu
verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda
kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde
veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla
düzenlenir.”
4.3. “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56’ncı maddesinin ilgili fıkralarında;
“Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
(…) Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde
gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek
elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.”,
4.4. “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74’üncü maddesinin 3’üncü ve
4’üncü fıkralarında;
“Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri
inceler”, - 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun:
5.1. “Kurumun görevi” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrası; “Kurum, idarenin işleyişi ile ilgili şikayet
üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet
anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye
önerilerde bulunmakla görevlidir.” - 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması”
başlıklı 13’üncü maddesi; “1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan
önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her
halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini
istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini
izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin
bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.”
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Kavaklıdere Mah. Zeytindalı Caddesi No:4 Çankaya/ANKARA
Kep Adresi: kamudenetciligikurumu@hs01.kep.tr
4 / 12
- 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun
7.1. “Amaç” başlıklı 1’inci maddesi: “Bu Kanunun amacı, kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın
gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve
tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektir.” ,
7.2. “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, “Kişisel veri: Kimliği belirli veya
belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi… ifade eder.”
7.3. “Kişisel verilerin işlenme şartları” başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrası, “ Kişisel veriler ilgili
kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez.” ,
7.4. “Kişisel verilerin aktarılması” başlıklı 8’inci maddesinin birinci fıkrası, “ Kişisel veriler, ilgili kişinin
açık rızası olmaksızın aktarılamaz.”
7.5. “Veri güvenliğine ilişkin yükümlülükler” başlıklı 12’nci maddesinin birinci fıkrası,“ Veri sorumlusu;
a) Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek, b) Kişisel verilere hukuka aykırı olarak
erişilmesini önlemek, c) Kişisel verilerin muhafazasını sağlamak, amacıyla uygun güvenlik düzeyini
temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari tedbirleri almak zorundadır.”, - 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununun
8.1. İkinci bölümün “Bilgi verme yükümlülüğü” başlıklı 5 inci maddesi; “Kurum ve kuruluşlar, bu
Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına
sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve
teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler. Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diğer
kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.”
8.2. Üçüncü bölümün “İstenecek bilgi veya belgenin niteliği” başlıklı 7 nci maddesi; “Bilgi edinme
başvurusu, başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması
gereken bilgi veya belgelere ilişkin olmalıdır. Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma,
araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için
yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilirler…”
8.3. Üçüncü bölümün “Gizli bilgileri ayırarak bilgi veya belge verme” başlıklı 9 uncu maddesi; “İstenen
bilgi veya belgelerde, gizlilik dereceli veya açıklanması yasaklanan bilgiler ile açıklanabilir nitelikte
olanlar birlikte bulunuyor ve bunlar birbirlerinden ayrılabiliyorsa, söz konusu bilgi veya belge, gizlilik
dereceli veya açıklanması yasaklanan bilgiler çıkarıldıktan sonra başvuranın bilgisine sunulur.
Ayırma gerekçesi başvurana yazılı olarak bildirilir.”
8.4. “Bilgi Edinmenin Sınırları” başlıklı dördüncü bölümün “Özel hayatın gizliliği” başlıklı 21’nci
maddesi; “Kişinin izin verdiği hâller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında,
açıklanması hâlinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, meslekî ve
ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı
dışındadır…” - 5013 Sayılı Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin
Korunması Sözleşmesi: İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanunun:
9.1. 4’üncü maddesi: “Mesleki standartlar: Araştırma dahil, sağlık alanında herhangi bir müdahalenin,
ilgili mesleki yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerekir.”
9.2. 5’inci maddesi: “Sağlık alanında herhangi bir müdahale, ilgili kişinin bu müdahaleye özgürce ve
bilgilendirilmiş bir şekilde muvafakat etmesinden sonra yapılabilir.
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Kavaklıdere Mah. Zeytindalı Caddesi No:4 Çankaya/ANKARA
Kep Adresi: kamudenetciligikurumu@hs01.kep.tr
5 / 12
Bu kişiye, önceden, müdahalenin amacı ve niteliği ile sonuçları ve tehlikeleri hakkında uygun bilgiler
verilecektir.
İlgili kişi, muvafakatini her zaman, serbestçe geri alabilir.”
- 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun:
10.1. 69’uncu maddesi; “Tabipler, diş tabipleri, dişçiler ve ebeler bu kanunda tasrih edilmiyen ve sair
kavanin ve nizamat ile kendilerine tevdi edilmiş olan bilcümle vezaifin ifasiyle mükelleftirler.
10.2. 70’inci maddesi: “Tabipler, diş tabipleri ve dişçiler yapacakları her nevi ameliye için hastanın, hasta
küçük veya tahtı hacirde ise veli veya vasisinin evvelemirde muvafakatını alırlar. Büyük ameliyei
cerrahiyeler için bu muvafakatin tahriri olması lazımdır.” - Tıbbi Deontoloji Nizamnamesinin:
11.1. 2’nci maddesi; “Tabip ve diş tabibinin başta gelen vazifesi, insan sağlığına, hayatına ve şahsiyetine
ihtimam ve hürmet göstermektir. Tabip ve diş tabibi; hastanın cinsiyeti, ırkı, milliyeti, dini ve mezhebi,
ahlâki düşünceleri, karakter ve şahsiyeti, içtimai seviyesi, mevkii ve siyasi kanaatı ne olursa olsun,
muayene ve tedavi hususunda âzami dikkat ve ihtimamı göstermekle mükelleftir. “
11.2. 6’ncı maddesi; “Tabip ve diş tabibi, sanat ve mesleğini icra ederken, hiç bir tesir ve nüfuza
kapılmaksızın, vicdanî ve meslekî kanaatına göre hareket eder. Tabip ve diş tabibi, tatbik edeceği
tedaviyi tâyinde serbesttir. ”
11.3. 13’üncü maddesi; “Tabip ve diş tabibi, ilmî icaplara uygun olarak teşhis koyar ve gereken tedaviyi
tatbik eder. Bu faaliyetlerinin mutlak surette şifa ile neticelenmemesinden dolayı, deontoloji
bakımından muaheze edilemez. ”
11.4. 14’üncü maddesi; “Tabip ve diş tabibi, hastaların vaziyetinin icap ettirdiği sıhhi ihtimamı gösterir…
…Hastanın maneviyatı üzerinde fena tesir yapmak suretiyle hastalığın artması ihtimali bulunmadığı
takdirde, teşhise göre alınması gereken tedbirlerin hastaya açıkça söylenmesi lazımdır. Ancak,
hastalığın vahim görülen akıbet ve seyrinin saklanması uygundur…” - Hasta Hakları Yönetmeliğinin:
12.1. “İlkeler” başlıklı 5’ inci maddesinin (d) bendi; “Tıbbi zorunluluklar ve kanunlarda yazılı haller
dışında, rızası olmaksızın kişinin vücut bütünlüğüne ve diğer kişilik haklarına dokunulamaz.”
12.2. “Tıbbi Gereklere Uygun Teşhis, Tedavi ve Bakım” başlıklı 11’inci maddesi; “Hasta, modern tıbbi
bilgi ve teknolojinin gereklerine uygun olarak teşhisinin konulmasını, tedavisinin yapılmasını ve
bakımını istemek hakkına sahiptir. Tababetin ilkelerine ve tababet ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı
veya aldatıcı mahiyette teşhis ve tedavi yapılamaz.”
12.3. “Tıbbi Özen Gösterilmesi” başlıklı 14’üncü maddesi; “Personel, hastanın durumunun gerektirdiği
tıbbi özeni gösterir. Hastanın hayatını kurtarmak veya sağlığını korumak mümkün olmadığı takdirde
dahi, ıstırabını azaltmaya veya dindirmeye çalışmak zorunludur.”
12.4. “Bilgilendirmenin Kapsamı” başlıklı 15’inci maddesi (Başlığı ile birlikte değişik: RG-8/5/2014-
28994); “Hastaya; a) Hastalığın muhtemel sebepleri ve nasıl seyredeceği, b) Tıbbi müdahalenin kim
tarafından nerede, ne şekilde ve nasıl yapılacağı ile tahmini süresi, c) Diğer tanı ve tedavi seçenekleri
ve bu seçeneklerin getireceği fayda ve riskler ile hastanın sağlığı üzerindeki muhtemel etkileri, ç)
Muhtemel komplikasyonları, d) Reddetme durumunda ortaya çıkabilecek muhtemel fayda ve riskleri,
e) Kullanılacak ilaçların önemli özellikleri, f) Sağlığı için kritik olan yaşam tarzı önerileri, g)
Gerektiğinde aynı konuda tıbbî yardıma nasıl ulaşabileceği hususlarında bilgi verilir.”
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Kavaklıdere Mah. Zeytindalı Caddesi No:4 Çankaya/ANKARA
Kep Adresi: kamudenetciligikurumu@hs01.kep.tr
6 / 12
12.5. “Rıza Olmaksızın Tıbbi Ameliyeye Tabi Tutulmama” başlıklı 22’inci maddesi: “Kanunda gösterilen
istisnalar hariç olmak üzere, kimse, rızası olmaksızın ve verdiği rızaya uygun olmayan bir şekilde tıbbi
ameliyeye tabi tutulamaz…”
12.6. “Hastanın Rızası ve İzin” başlıklı 24’üncü maddesi (Değişik: RG-8/5/2014-28994); “Tıbbi
müdahalelerde hastanın rızası gerekir…”
12.7. “Tedaviyi reddetme ve durdurma” başlıklı 25 inci maddesi; “Kanunen zorunlu olan haller dışında ve
doğabilecek olumsuz sonuçların sorumluluğu hastaya ait olmak üzere; hasta kendisine uygulanması
planlanan veya uygulanmakta olan tedaviyi reddetmek veya durdurulmasını istemek hakkına sahiptir.
Bu halde, tedavinin uygulanmamasından doğacak sonuçların hastaya veya kanuni temsilcilerine
veyahut yakınlarına anlatılması ve bunu gösteren yazılı belge alınması gerekir. Bu hakkın
kullanılması, hastanın sağlık kuruluşuna tekrar müracaatında hasta aleyhine kullanılamaz.”
12.8. “Rıza Formu” başlıklı 26’ncı maddesi (Başlığı ile birlikte değişik:RG-8/5/2014-28994) “Mevzuatta
öngörülen durumlar ile uyuşmazlığa mahal vermesi tıbben muhtemel görülen tıbbi müdahaleler için
sağlık kurum ve kuruluşunca 15 inci maddedeki bilgileri içeren rıza formu hazırlanır. Rıza formunda
yer alan bilgiler; sözlü olarak hastaya aktarılarak rıza formu hastaya veya kanuni temsilcisine
imzalatılır. Rıza formu iki nüsha olarak imza altına alınır ve bir nüshası hastanın dosyasına konulur,
diğeri ise hastaya veya kanuni temsilcisine verilir. Acil durumlarda tıbbi müdahalenin hasta
tarafından kabul edilmemesi durumunda, bu beyan imzalı olarak alınır, imzadan imtina etmesi halinde
durum tutanak altına alınır. Rıza formu bilgilendirmeyi yapan ve tıbbi müdahaleyi gerçekleştirecek
sağlık meslek mensubu tarafından imzalanır. Verilen bilgilerin doğruluğundan ilgili sağlık meslek
mensubu sorumludur. Rıza formları arşiv mevzuatına uygun olarak muhafaza edilir.”
12.9.“Rızanın şekli ve geçerliliği” başlıklı 28 inci maddesi; “Mevzuatın öngördüğü istisnalar dışında, rıza
herhangi bir şekle bağlı değildir. Hukuka ve ahlaka aykırı olarak alınan rıza hükümsüzdür ve bu
şekilde alınan rızaya dayanılarak müdahalede bulunulamaz”
12.10. “Müracaat, Şikayet ve Dava Hakkı” başlıklı 42’inci maddesi; “Hastanın ve hasta ile ilgili
bulunanların, hasta haklarının ihlali halinde, mevzuat çerçevesinde her türlü müracaat, şikayet ve
dava hakları vardır.”
Hükümleri amirdir.
IV. KAMU DENETÇİSİ YAHYA AKMAN’IN KAMU BAŞDENETÇİSİNE ÖNERİSİ
- Başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat ile tüm bilgi ve belgeler birlikte
değerlendirilerek hazırlanan “Ret Kararı Önerisi” Kamu Başdenetçisine sunulmuştur.
V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
A. Hukuka, Hakkaniyete ve İnsan Haklarına Uygunluk Yönünden Değerlendirme
- Başvuran özetle; annesi COVİD sebebiyle tedavi gördüğü Prof. Dr.
Acil Durum Hastanesinde hijyen problemi olduğunu ve teknik donanımın yetersiz olduğunu, annesinin
tedavisi ile ilgili olarak (kök hücre, plazma, ECMO cihazı olan özel hastaneye geçiş isteği gibi)
taleplerinin reddedildiğini, hasta yakınlarının gerektiği gibi bilgilendirilmediğini, kendilerine bilgi
verilmeden annesinin entübe edildiğini, annesinin Alzheimer ve Parkinson hastalığı olmadığı halde
epikriz raporunda bu tanıların yazılmış olması nedeniyle yanlış tedavi uygulanma ihtimalinin
bulunduğunu, annesinin tedavisi ile ilgili sağlık personelinin isimlerinin tarafına verilmediğini, annesini
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Kavaklıdere Mah. Zeytindalı Caddesi No:4 Çankaya/ANKARA
Kep Adresi: kamudenetciligikurumu@hs01.kep.tr
7 / 12
yoğun bakımda iken görmesine izin verilmediğini, Prof. Dr. Acil Durum Hastanesinde
Başhekim Yrd. ve Dr. Araştırma Hastanesine Başhekim ile görüşme
sağlanmadığını iddia ederek, gerekenin yapılmasını talep etmiştir.
- Başvuranın Kurumumuz aracılığıyla yaptığı başvurusu sonrasında Gönderme Kararımız üzerine
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce konuyla ilgili inceleme başlatıldığı, başka bir hastanede görev yapan
doçent unvanına sahip bir hekimin incelemeci olarak görevlendirildiği, incelemeci tarafından tedaviye
ilişkin bilgi ve belgeler temin edilip ilgililerin ifadeleri alındıktan sonra dosyanın şikayet edilen
hastanede görev yapmayan doçent unvanına sahip bir anestezi ve reanimasyon uzmanına görüşü
alınmak üzere sunulduğu ve uzman tarafından “Hasta dosyaları ve kayıtlardan yapılan incelemeler
sonucunda, Covid-19 pnömonisi nedeniyle hastaya uygulanan tedavilerin, güncel literatür bilgileri ve
sağlık bakanlığının yayımladığı kılavuzlara uygun olduğu” yönünde görüş verildiği, bunun üzerine
incelemeci tarafından ilgililer hakkında idari, mali, adli ve disiplin yönünden herhangi bir işlem tesis
edilmesine gerek olmadığı yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür. - Anayasamızın 17’nci maddesinde kişilerin “yaşama hakkı” ve “maddi ve manevi varlığını koruma ve
geliştirme” hakkına sahip olduğu belirtilmiş, tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, rızası
dışında kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamayacağı vurgulanmıştır. - Hasta Hakları Yönetmeliğinde de hastalığın muhtemel sebepleri ve nasıl seyredeceği; tıbbi
müdahalenin kim tarafından nerede, ne şekilde ve nasıl yapılacağı ile tahmini süresi; diğer tanı ve tedavi
seçenekleri ve bu seçeneklerin getireceği fayda ve riskler ile hastanın sağlığı üzerindeki muhtemel
etkileri; muhtemel komplikasyonları; reddetme durumunda ortaya çıkabilecek muhtemel fayda ve
riskleri; kullanılacak ilaçların önemli özellikleri; sağlığı için kritik olan yaşam tarzı önerileri;
gerektiğinde aynı konuda tıbbî yardıma nasıl ulaşabileceği hususlarında mümkün olduğunca sade
şekilde, tereddüt ve şüpheye yer verilmeden, hastanın sosyal ve kültürel düzeyine uygun olarak
anlayabileceği şekilde sözlü olarak bilgilendirilmesi, mevzuatta öngörülen durumlar ile uyuşmazlığa
mahal vermesi tıbben muhtemel görülen tıbbi müdahaleler için bu bilgilendirmenin rıza formu ile
yapılması, sözlü olarak da hastaya aktarılan rıza formunun hastaya veya kanuni temsilcisine
imzalatılması gerektiği hükümlerine yer verilmiştir. - Ayrıca, Avrupa Birliği organlarından Avrupa Konseyi tarafından Kasım 1996’da Strasbourg’da karara
bağlanan ve Türkiye’nin de onayladığı İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesinde ise sağlık alanında
herhangi bir müdahalenin, ilgili kişinin bu müdahaleye özgürce ve bilgilendirilmiş bir şekilde
muvafakat etmesinden sonra yapılabileceği; bu kişiye önceden, müdahalenin amacı ve niteliği ile
sonuçları ve tehlikeleri hakkında uygun bilgiler verileceği; ilgili kişinin, muvafakatini her zaman ve
serbestçe geri alabileceği ifade edilmiştir. - Tıbbi Deontoloji Tüzüğünün 13’üncü maddesine göre hekimin modern tıp bilimine uygun olarak
koyduğu teşhis ve uyguladığı tedavinin mutlak surette şifa ile neticelenmemesinden dolayı deontoloji
bakımından eleştirilemeyeceği düzenlenmişse de bunun kişiye doğru teşhis ve tedavinin uygulanıp
uygulanmadığı hususunu içermediğinin; kişinin tedavinin tamamlanmasından sonra şifa bulamaması
ve hastalığının maddi ve manevi varlığını tehdit etmesi durumlarında kendisine uygulanan teşhis ve
tedaviyi sorgulayarak doğru, uygun ve gerektiği gibi bir tedavi uygulanıp uygulanmadığına ilişkin
oluşan şüpheyi bertaraf etmek istemesinin son derece doğal ve zaruri olduğunun kabulü gerekir. - Diğer taraftan, Anayasamızın “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74
üncü maddesinin dördüncü fıkrasında ise “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına
sahiptir.” denilerek bilgi edinme hakkı anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. Bilgi edinme hakkı,
yönetilenlerin yönetenleri denetleyebilmesinin, dolayısıyla hukukun üstünlüğünün sağlanabilmesinin
çok önemli bir aracı olarak işlev görmektedir. Bilgi edinme hakkı, devletin demokratik niteliğinin
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Kavaklıdere Mah. Zeytindalı Caddesi No:4 Çankaya/ANKARA
Kep Adresi: kamudenetciligikurumu@hs01.kep.tr
8 / 12
geliştirilmesi ve bireyin temel hak ve özgürlüklerinin korunması hususlarında önemli bir rol
oynadığından, demokratik hukuk devletinde vazgeçilmez bir hak niteliğine sahip bulunmaktadır.
(AYM, 04.12.2014, E.2013/114, K. 2014/184)
- 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununda da bilgi edinme hakkının sınırları düzenlenmiş ve istisnaları
sayılmıştır. Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu (BEDK) söz konusu hususu 22/06/2005 tarihli ve
2005/476 Karar sayılı kararında; “…4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 4’üncü maddesinin 1
inci fıkrası herkes bilgi edinme hakkına sahiptir, hükmünü amirdir. Bu hükme göre bilgi edinme
hakkının başvuru yoluyla kullanılabilmesi için ilgililik şartı aranmamaktadır. 4982 sayılı Kanun’un
5’inci maddesinin 1’inci fıkrası ise Kurum ve kurullar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her
türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin,
süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler,
hükmünü amirdir. Dolayısıyla 4982 sayılı Kanun kapsamındaki bir bilgi edinme başvurusu ancak yine
bu Kanun’un getirdiği bir istisnaya dayanılarak reddedilebilir.” şeklinde belirtmiştir. - Anayasa’nın, 20 inci maddesiyle güvence altına alınmış olan ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı
Kanunu ile de içeriği düzenlenen bilgi edinme hakkının sınırları da sınırlı sayı ilkesine tabi olarak diğer
bir deyişle tahdidi olarak Kanunun dördüncü bölümünde maddeler halinde sayılmıştır. Bu çerçevede
ilgili idarelerin başvuruları reddedilebileceği ancak diğer hallerde bilgi edinme hakkı çerçevesinde talep
edilen bilgi ve belgelerin Kanunda belirtilen süreler içerisinde başvurucusuna verilmesi gerektiği
hususu düzenlenmiştir. - Özel hayatın gizliliği hakkı da Anayasa’nın 20 inci maddesiyle güvence altına alınmış olup, 6698 sayılı
Kişisel Verilerin Korunması Kanunun ile de kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği
olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini koruması ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel
kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemesi amaçlanmıştır. - 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendi gerekçesinde “Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin
her türlü bilgiyi ifade etmektedir. Yalnızca ad, soyad, doğum tarihi ve doğum yeri gibi kişinin kesin
teşhisini sağlayan bilgiler değil, kişinin fiziki, ailevi, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin
bilgiler de kişisel veridir. Bir kişinin belirli veya belirlenebilir olması, mevcut verilerin herhangi bir
şekilde bir gerçek kişiyle ilişkilendirilmesi suretiyle, o kişinin tanımlanabilir hale getirilmesini ifade
eder. Bu durum, kişinin fiziksel, ekonomik, kültürel, sosyal veya psikolojik kimliğini ifade eden somut
bir içerik taşıması veya kimlik, vergi, sigorta numarası gibi herhangi bir kayıtla ilişkilendirilmesi
sonucunda kişinin belirlenmesini sağlayan tüm halleri kapsar.” denilmektedir. - Anayasa Mahkemesi kararlarında da, “kişisel veri -belirli veya kimliği belirlenebilir olmak şartıyla- bir
kişiye ait bütün bilgileri ifade etmekte olup adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi bireyin sadece
kimliğini ortaya koyan bilgilerin değil telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik
numarası, pasaport numarası, öz geçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, sağlık bilgileri,
genetik bilgiler, IP adresi, e-posta adresi, alışveriş alışkanlıkları, hobiler, tercihler, etkileşimde
bulunulan kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir
kılan tüm verilerdir” şeklinde ifade edilmektedir. (AYM, E.2014/74, K.2014/201, 25/12/2014;
E.2013/122, K.2014/74, 9/4/2014;E.2014/149, K.2014/151, 2/10/2014; E.2013/84, K.2014/183,
4/12/2014; E.2014/180, K.2015/30, 19/3/2015; Bülent Kaya [GK], B. No: 2013/2941, 11/5/2016, § 49;
Nurcan Belin[1. B.], B. No 2014/14187, 10/01/2018) - Bu kapsamda, ilgili idarenin kişisel verileri korunma ve ifşa edilmesini engelleme yükümlülüğü ile bilgi
edinme taleplerini Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde cevaplama yükümlüğü bulunmaktadır.
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Kavaklıdere Mah. Zeytindalı Caddesi No:4 Çankaya/ANKARA
Kep Adresi: kamudenetciligikurumu@hs01.kep.tr
9 / 12
Ayrıca, Hasta Hakları Yönetmeliğine göre “tıbbi müdahalenin kim tarafından” yapılacağı bilgisinin de
hasta/hasta yakınına verilmesi gerekmektedir.
- Konuyla ilgili olarak, dosyada bulunan bilgi ve belgelerden özetle;
27.1. Başhekim Yardımcısı S. D.’nin telefon numarasının başvuranda bulunduğu, bu telefon numarasından
ve odasına giderek başvuranın adı geçene ulaştığı,
27.2. Başhekim Yardımcısı tarafından; başvurana gerekli bilgilendirmelerin yapıldığının, kök hücre
tedavisi için transferler işlemlerinin yapılması taleplerinin sorumlu hekimlere bildirildiğinin, hastanın
durumunun transfere uygun olmadığı bilgisinin de başvurana ilettiğinin, başvuranın annesinin
vefatından sonra annesinin tedavisinden sorumlu doktor ve hemşirelerin isimlerini istenmesi hususu
ile ilgili olarak -hastanede tedavi gören hastaların hasta yakınlarına gerekli bilgilendirmelerin
yapıldığı, taburculuk ve vefat sonrasında meri mevzuat gereğince epikriz adı verilen tıbbi belgelerin
hastaların birinci derece yakınlarına verildiği, bunun dışında hemşire doktor ve personel ismi gibi
personelin kişisel bilgilerini verme gibi bir yükümlülüklerinin olmadığı, herhangi bir adli ve mahkeme
kararı doğrultusunda ilgili mercilere üst yazı ile bilgi verildiği- hususlarının ifade edildiği ve
başvuranın bu bilgileri isteme üslubunun ve sarf ettiği sözlerin tehditkâr ve suçlayıcı tarzda olduğunun
da ayrıca belirtildiği,
27.3. Başvuranın annesinin tedavisinde görev alan Anestezi ve Reanimasyon Uzman Doktoru tarafından;
Covid 19 pandemi şartlarında hasta ve hasta yakınlarının sağlığı açısından yoğun bakıma girişlerin
kesinlikle yasak olduğunun, entübasyon işleminin acil bir durum olduğunun, hasta yoğun bakıma
yatışı olduğu an onamlarının alındığının, vefat haberini pandemi şartlarında hasta yakınlarıyla az
temas kurularak verildiğinin, hasta anemnezinin hasta yakınlarından alınan bilgiler doğrultusunda
doldurulduğunun, epikrizin anamnez kısmında yer alan Alzhemir ve Parkinson’a bağlı farklı bir tedavi
uygulanmadığının, hastanın klinik laboratuvar ve görüntüleme bulgularına göre tedavisinin
yapıldığının ifade edildiği,
27.4. Başvuranın annesinin yatışını yapıldığı gün serviste görev yapan hemşireler tarafından ise hasta ya da
hasta yakını ile herhangi bir sorun yaşamadıklarının, yorgan ve yatak koruyucuları hasta ve hasta
yakınları tarafından talep edilmesi doğrultusunda tekrar verildiğinin, lazımlıklarının tek kullanımlık
olduğunun ve talep üzerine sınırsız olarak verildiğinin, odada telefon ve hemşire çağrı cihazı
bulunduğunun, bu cihazlardan çağrı olduğunda ilgili personel tarafından cevap verildiğinin ifade
edildiği,
27.5. Başvuranın, hasta yakını olarak annesine yapılacak tedavilerle ilgili onam formlarını imzaladığı,
incelemeciye verdiği ifadesinde onam formlarını okumadan imzaladığını beyan ettiği, alternatif
tedaviler için hastasını başka bire hastaneye transfer etmek istediğini beyan ettiğinde başhekim
yardımcısı aracılığıyla hastanın tedavisinden sorumlu hekimlerin “hastanın durumunun transfere
uygun olmadığını” belirttikten sonra hastasını başka bir hastaneye transfer edilmesi ve/veya tedaviyi
reddettiklerine ilişkin herhangi bir yazılı talepte bulunmadığı, yani başvuranın tedavi devam ederken
onam formlarını imzalayarak verdiği rızasını çektiğine dair herhangi bir yazılı belgenin bulunmadığı,
27.6. Covid-19 pandemisi koşullarında hasta yoğunluğunun çok fazla olduğu, her gün hasta yakınlarının
telefon ile bilgilendirildiği,
27.7. ADH-C3 Anestezi Yoğun Bakım Kliniği Epikriz Raporunda tedaviyi yürüten doktorun isminin
yazdığı,
27.8. Başvuran tarafından tedavi devam ederken (annesinin vefatından sonra CİMER aracılığıyla yapılan
başvurular haricinde) ilgili idareye bilgi edinme talepli ya da şikayet içeren yazılı bir dilekçe
verilmediği,
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Kavaklıdere Mah. Zeytindalı Caddesi No:4 Çankaya/ANKARA
Kep Adresi: kamudenetciligikurumu@hs01.kep.tr
10 / 12
27.9. Başvuranım CİMER aracılığıyla yapmış olduğu başvurularına ise İstanbul Bakırköy Dr.
ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği tarafından “…Konuyla ilgili başhekim yardımcısı Dr.
ile görüşme sağlandığı bilgisi edinilmiştir. Covid-19 hastalığının bulaşıcılığının
önlenmesi kapsamında hekimler ile yüz yüze görüşme sağlanmamakta hasta yakınları günde bir kere
aranarak hasta hakkında bilgilendirilmektedir. Ayrıca hastanemizde Hasta Bilgilendirme Birimi
bulunmakta olup hafta içi 14:00-15:00 saatlerinde hasta yakınlarına bilgilendirme yapılmaktadır.
Hastaya ait kayıtlarda hastanın tanı/tedavi ve tetkikleri için gerekli işlemlerin yerine getirildiği
anlaşılmaktadır.” şeklinde cevap verildiği,
27.10. Ayrıca, somut olayımızda başvuranın annesinin takip ve tedavisini üstlenen hekimlerin sorumluluğu
olup olmadığının tespiti için Yargıtay Kararında da (örn: Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 18/09/2008 tarih
ve E. 2008/4519 K. 2008/10750 sayılı kararında) belirtildiği gibi konusunda uzman kişilerin görüşüne
başvurulup başvurulmadığı hususu da önem arz etmekte olup, incelemeci tarafından doçent unvanına
sahip bir anestezi ve reanimasyon uzmanının görüşüne başvurulduğu,
Anlaşılmıştır.
- Sonuç olarak, başvuranın iddiaları, idarelerin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat ve tüm
bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde;
28.1. Başvuranın annesinin tedavisi ile ilgili sağlık personelinin isimlerinin tarafına verilmediği iddiasıyla
ilgili olarak; başvuranın hem e-nabız üzerinden hem de başhekim yardımcısı aracılığıyla temin ettiği
evraklarda ilgili hekim isimlerinin yer aldığı, başhekim yardımcısı aracılığıyla ilgili hekimlerle
iletişimin sağlandığı, ayrıca her gün düzenli olarak telefon yoluyla hastası hakkında bilgi verildiği ve
ilgili sağlık personeli ile yüz yüze görüşme taleplerinin covid-19 pandemi koşulları nedeniyle
karşılanmadığı ile başvuranın hak arama yollarını kullanabilmesi için doğrudan sağlık personeline
karşı değil idareye karşı başvuru yapabileceği hususları bir arada değerlendirildiğinde “bilgi edinme
hakkı ihlali” olmadığı düşünüldüğünden,
28.2. Başvuranın annesinin Prof. Dr. Acil Durum Hastanesindeki takip ve tedavisinde bir
ihmal ya da kusur bulunup bulunmadığı hususu ile ilgili olarak da; İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce
incelemeci görevlendirildiği, incelemeci tarafından tedaviye ilişkin bilgi ve belgeler ile ilgililerin
ifadeleri alındıktan sonra dosyanın şikayet edilen hastanede görev yapmayan doçent unvanına sahip
bir anestezi ve reanimasyon uzmanından görüş alınarak hazırlanan inceleme raporunda ilgililer
hakkında idari, mali, adli ve disiplin yönünden herhangi bir işlem tesis edilmesine gerek olmadığı
yönünde kanaat bildirildiği ve tedavi öncesinde hasta yakını tarafından onam/bilgilendirme
formlarının imzalandığı anlaşıldığından,
başvurunun reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme
- İyi yönetim ilkelerine 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu
Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6’ncı
maddesinde İyi yönetim ilkelerine yer verilmiştir. Başvurunun inceleme ve araştırma aşamasında Prof.
Dr. Acil Durum Hastanesinde, başvuranın annesinin yoğun bakım servisine alınmadan
önce kaldığı COVİD servisinde, klozet kapağının kırk olduğu görülmüştür. Salgın nedeniyle hasta
yoğunluğu olduğu bilinmekle beraber, sağlık hizmetinin sunumu sırasında gerekli olan tüm teçhizat
ve malzemelerin kullanıma hazır bulundurulması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği
hususunun yetkililere hatırlatılmasına karar verilmiştir.
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Kavaklıdere Mah. Zeytindalı Caddesi No:4 Çankaya/ANKARA
Kep Adresi: kamudenetciligikurumu@hs01.kep.tr
11 / 12
VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA
- 14/06/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 21 inci maddesinin birinci
fıkrası uyarınca gerekçeli ret kararının başvurana tebliğinden itibaren dava açma süresi kaldığı yerden
işlemeye devam edecek olup, İstanbul İdare Mahkemesinde yargı yolu açıktır.
VII. KARAR
Yukarıda açıklanan gerekçelerle BAŞVURUNUN REDDİNE,
Kararın BAŞVURANA, SAĞLIK BAKANLIĞINA ve İSTANBUL İL SAĞLIK
MÜDÜRLÜĞÜNE tebliğine,
Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi.
Şeref MALKOÇ
Kamu Başdenetçisi
Bu belge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Kavaklıdere Mah. Zeytindalı Caddesi No:4 Çankaya/ANKARA
Kep Adresi: kamudenetciligikurumu@hs01.kep.tr
12 / 12