Paris 2024 Olimpiyatları’na Damga Vuran Milli sporcu Yusuf Dikeç !
Milli sporcu Yusuf Dikeç, Paris 2024’te atış stilinin dünyada gündem olması ile ilgili “Hayatımda ne değişti? Bu tişört değişti, bu yeni. Bir de en önemlisi tabii olimpiyat madalyası” dedi.
Paris 2024 Olimpiyatları’nda karışık takım 10 metre havalı tabanca kategorisinde gümüş madalya kazanan milli atıcılar Yusuf Dikeç ile Şevval İlayda Tarhan, açıklamalarda bulundu.
Yusuf Dikeç, tarihi bir başarıya imza attıkları takım arkadaşı hakkında, “İlayda ile 2-3 yıldır beraber antrenman yapıyoruz. Gerçekten çok çalıştı. Gitmeden önce de İlayda ile çok konuşuyor, istişare ediyorduk. Tabii İlayda şanslı; ben 5’inci olimpiyatımda madalyaya ulaşabildim, İlayda ilk olimpiyatında. İnşallah bundan sonra daha büyük başarılara imza atacak” dedi.
“HAYATIMDA NE DEĞİŞTİ?”
Dünya gündemine gelmesi sonrası hayatında neler değiştiği sorusu yöneltilen Yusuf, şunları söyledi:
Hayatımda çok fazla değişik bir şey yok. Hayatımda ne değişti? Bu tişört değişti, bu yeni. Bir de en önemlisi tabii olimpiyat madalyası. Üç gün önce Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi’ne gitmiştim. Oradaki genç arkadaşlar da aynı soruyu sordu. Onlara ’15 gün önce de yine burada aynı yemeği yiyordum, aynı suyu içiyordum, sizlerle konuşuyordum. 20 gün sonra da aynı’ dedim. İnşallah bu çizgimiz bozulmaz. Bu başarı hiçbir zaman benim demedim, bu ülkemizin başarısı. Bu başarıyı seven herkesle paylaşıyorum. Güzel şeyler paylaştıkça çoğalır.
Yusuf, olimpiyat öncesi hesabının bile bulunmadığı sosyal medyada viral olması konusunda, “Sosyal medyayı aktif kullanan biri değilim. Ancak çağımız bunu gerektiriyormuş, bunun farkına vardım. (Sosyal medya hesabı) Açmamın sebebi de Yusuf Dikeç olarak değil de Türkiye Cumhuriyeti’ni ve güzelliklerini paylaşmak. İş tekliflerine gelince, çok arayan soran oluyor. Tabii ki bir çizgimiz var. Yüksek teklifler de var. Her ne kadar olsa da bu çizgimizi değiştirmeyeceğiz. Ülkemizi ön planda tutacağız” değerlendirmesinde bulundu.
ATICILIĞI BIRAKMA NOKTASINA GELMİŞ
Atıcılığın ferdi bir spor gibi gözüktüğünü fakat aslında ekip işi olduğunu söyleyen Yusuf, bu konuda şunları anlattı:
“Olimpiyata gitmeme 3 gün kala silahımın tetiği kırılmıştı. Firmaya söyleseniz kargoyla göndermesi yaklaşık bir hafta sürecek. Levent diye çok iyi bir arkadaşım var. Ona gittim, çok iyi bir tornacıdır. Çocuk sabaha kadar uyumadı ve bunu yaptı. Gözle ilgili sıkıntım vardı. Çok göz doktoruna gittim. Miyop astigmat var. Yaş ilerledikçe yakını da göremiyoruz. Doktora ilk gittiğimde atışı anlatıyordum. Bakıyordu normal bir göz derecesi veriyordu. 1,5-2 yıl önce bir hocayla tanıştım. Bana çok zaman ayırdı. Muayenehanesine silahımı ve hedefi götürdüm. Uzak gözlüğünü verdiğinde yakını göremiyoruz. Yakın gözlüğünü taktığımızda uzağı göremiyoruz. Haftalarca çalıştık ve ortaya bir ürün çıkardık. Hatta o dönem atıcılığı bırakma noktasına da gelmiştim. O gözlükle devam ettim ve bu madalya çıktı. Yani bu işte ekip olmadan madalya çıkması, başarı gelmesi çok zor.”
ŞEVVAL İLAYDA TARHAN: İLK DEFA MUTLUKLUKTAN AĞLADIM
Şevval İlayda Tarhan, takım arkadaşı Yusuf Dikeç’le beraber Türkiye’ye olimpiyat tarihinde atıcılıktaki ilk madalyasını kazandırdıkları yarışma öncesi yaşadıklarına ilişkin,
“Yusuf ağabeyle oturduk, ‘Ortağım yarın ne yapalım, nasıl yapalım? Altın madalyaya hazırız’ diye konuştuk. Aslında kendimizi çok iyi hazırladık. Çok da güzel bir süreç geçirdik finalden önce. (Altın madalya) Sadece nasip olmadı. Çok da yakın, başa baş bir mücadele geçirdik”
diye konuştu.
Finalden önce spor psikoloğuyla görüştüğünü aktaran Şevval İlayda,
“Bizim gibi zihinsel kısmın ön planda olduğu branşlarda rutinin dışına çıkmamak çok daha faydalı. Ailemle sadece gündelik konuşmamı yapıp, başarı dileklerimi ve dualarımı alıp ertesi sabah finale girdim. İlk çıktığımızda final salonuna çok heyecanlıydım. Oraya altın madalya almaya hazır olarak çıktık. Buna hazır olduğumuzu bildiğim için çok da heyecanlı çıktım. Bir yerden sonra sakinledim, biraz daha kontrol, muhakeme kısmım arttı. Keyifli ve güzel bir tecrübe oldu benim için. Olimpiyat Köyü’ne döndüğümüzde yavaş yavaş o mutluluğu hissetmeye başlasak da Türkiye’ye gelene kadar hala bir madalya kazanmış gibi tam anlamıyla hissetmiyordum. Ailemle bir araya geldiğimde istemsizce duygulandım, gözlerim doldu. Bugüne kadar mutluluktan ağladığımı hatırlamıyorum. İlk defa mutluluktan ağladım”
ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA