Mersin’de Hemşire S.’nin Cinsel Saldırı Davası: Yargıtay’dan Zaman Aşımı Kararı

Mersin‘de, 2015 yılında hemşire S.’nin meslektaşı S.Ö. tarafından cinsel saldırıya uğraması olayı, Yargıtay’ın zaman aşımı gerekçesiyle davayı düşürmesiyle tekrar gündeme geldi. Bu durum, hemşirenin yaşadığı mağduriyetin yanı sıra, adalet sistemindeki eksiklikleri de gözler önüne serdi.

Olayın Arka Planı

Aralık 2015’te Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan hemşire S., aynı serviste görev yapan erkek hemşire S.Ö. tarafından cinsel saldırıya uğradı. Bu olayın ardından, S. hukuki süreç başlatarak adalet arayışına girdi. Ancak bu süreçte, S.Ö. tarafından tehdit edildi ve çalıştığı hastanede mobbinge maruz kaldı. Sonuç olarak, işten çıkarıldı.

Mahkeme Süreci ve Yargıtay Kararı

Mersin 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi, 2016 yılında S.Ö.’yü ‘cinsel saldırı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 3 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ancak Yargıtay, 10 Eylül 2024 tarihinde verdiği kararla davayı zaman aşımından düşürdü. Bu karar, hemşire S.’nin yaşadığı travmanın üstüne bir darbe daha oldu.

TBMM Gündeminde

DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz, Artı Gerçek’in haberini TBMM gündemine taşıyarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a yazılı bir soru önergesi sundu. Kaçmaz, Bakan Göktaş’a şu soruları yöneltti:

• Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde S.’nin maruz kaldığı cinsel saldırı ve tehdidin farkında mısınız?
• Yargıtay’ın davayı zaman aşımından düşürmesi hakkında Bakanlığınızın bir açıklaması olacak mı?
• Hemşire S.’nin dava sürecinde yaşadığı maddi ve manevi sorunlar için herhangi bir mekanizmanız var mı?
• Cinsel saldırı ve tehditlere maruz kalan kadınların adli yaptırımlardan mahrum kalması, kadına yönelik şiddeti cesaretlendirmiyor mu?
• Bakanlık olarak kadınların sosyal alanlarda ve dava süreçlerinde mağdur edilmemesi için müdahil oluyor musunuz? Son 5 yılda Bakanlığın müdahil olduğu cinsel saldırı ve kadına şiddet davası sayısı nedir?

Kadına Yönelik Şiddet ve Adalet

Bu dava süreci, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve mağdurların korunması konusundaki eksiklikleri bir kez daha gündeme getirdi. Hemşire S.’nin yaşadığı olay, sadece bireysel bir travma değil, aynı zamanda toplumun adalet sistemine olan güvenini sarsan bir durum olarak öne çıkıyor.

Yargıtay’ın zaman aşımı kararı

Hemşire S.’nin yaşadığı mağduriyeti derinleştirirken, Türkiye’deki cinsiyet temelli şiddetle mücadelede ne denli önemli adımlar atılması gerektiğini gösteriyor. Kadınların sosyal alanlarda daha fazla desteklenmesi ve adalet sisteminin güçlendirilmesi gerekliliği her zamankinden daha fazla önem taşıyor.