Köylüler Ambulans İçin Birlik Oldu ! ‘HASTAMIZ OLSA AMBULANS..’
Düzce Merkeze bağlı Bahçeköyü’nde, bölgedeki 13 köyü hem birbirine hem tarım arazilerine bağlayan bağlantı yolu, temmuz ayında meydana gelen sel nedeniyle yıkılmıştı.
Köylülerin can ve mal güvenliğini de tehdit eden yolun durumuna ilişkin başvurmadıkları yer kalmayan köy sakinlerinin mağduriyeti giderilmedi. DSİ’nin Özel İdare’ye Özel İdarenin DSİ’ye yönlendirdiği köylüler, mağduriyetleri giderilmediği takdirde eylem yapacaklarını ifade ederek, bir an öncü bu mağduriyetin çözülmesini talep etti.
Adeta yılan hikâyesine dönen Bahçeköy’ü ve beraberindeki 13 köyü tarım arazileri ve OSB’ye bağlayan bağlantı yolunun akıbeti, civar köylüleri canından bezdirdi.
Başvurmadıkları kamu kurum ve kuruluşu kalmayan köy sakinleri, ne yapacaklarını kara kara düşünüyor.
Hem kullanılamayan hem de her geçen gün parça parça dökülerek büyük bir felakete davetiye çıkaran bağlantı yoluna ilişkin seslerini hiçbir makama duyuramayan köy sakinleri, Öncü Haber’e başvurarak seslerini duyurmak istedi.Korku ve tehlike saçan bu yola bir an önce çözüm bulunmasını talep eden köy sakinleri, Öncü Haber mikrofonuna konuştu.
“HERKES SÖZ VERİYOR AMA KİMSE BİR ŞEY YAPMIYOR”
“Biz burada bir afet gördük, sel afeti, heyelan nedeniyle ana yolumuz tamamen gitti. Bakanlar geldi, vekiller geldi. Vali, eski valimiz geldi. Buraları en kısa zamanda onarıp yapılacağını söyledi.
Özel idareden Devlet Su İşleri’nden Deniz Bey’den, hepsinden en kısa zamanda yapılacağına dair söz aldı ve bakanlarımız tespit ettiler. Ama bizim yollarımız aynı şekilde kaldı.
Yedi tane resim çekiyorlar. En kısa zamanda yapacağız diyorlar. Gelen giden yok. Bizim şu anda mısır hasadımız var. Kısa bir zaman içinde başlayacak. Başladığı zaman döv biçerler, makinalar, kamyonlar hep buradan geçecek.
Ana yolumuz olmadığından dolayı köyün içi de dar olduğundan dolayı, köyün içinden geçemiyorlar. Bu ana yolumuzun bir an önce yapılmasını ve faaliyete geçmesini istiyoruz. Bu yolla ilgili gereken mercilere bir türlü sesimizi duyuramıyoruz. Gidiyoruz tamam yapacağız diyorlar. Gelen giden yok, geliyorlar, bir resim çekiyorlar, gidiyorlar.
Köylüyü köyün içinden giden arabalardan dolayı hepsi şikayetçi. Şu anda bir çocuk ezilse, bir sıkıntı olsa bütün sorunları, sıkıntıları biz yaşayacağız. Başkası yaşamayacak Allah göstermesin.
Her gün her vatandaşından bir şikâyet alıyorum. Kimse evinin içine giremiyor tozdan dumandan, penceresini açamıyor, havalandıramıyor herkes şikâyetçi. Gittik mesela köy hizmetlerinden vidanjör istedik, yolları sulasınlar diye. Neymiş? Biz sırayı almışız. Sırayla ilgisi yok. Sıraya al dedikleri zaman iki sene sonra sıra bize gelir. Bizim işlerimiz bittikten sonra bunun hiçbir kıymeti yok. Biz mağdur olduğumuz zaman hizmet istiyoruz nasıl seçim zamanı geliyorlar bizden? Oy istiyorlar. Partiler. Seçim bittikten sonra ne gelen var ne giden var. Derdimizi kimseye anlatamıyoruz, sıkıntılarımızı söyleyemiyoruz. Gereken her şeyin yapılmasını arzu ediyoruz.”
“BAŞVURMADIĞIMIZ YER KALMADI”
“Valilikte gelip bakıp gidiyorlar ve benim yol evimin orada yol trafiğe kapalı. Evimde yangın çıksa itfaiye elemiyor, Hastam olsa ambulans gelemiyor. Ben atlaya atlaya evime gidiyorum. Benim gibi mağdur komşular da var. Organize, Aydınpınar, Taşköprü, Karaköy, Ballıca Köyü her tarafa bağlanan yol. Ayrıyeten bizim meramıza giden yol. Ayrıyeten Paşakonağı köyü ’de kullanıyor. Başka yolumuz yok. Köprü yıkıldığından dolayı mecburiyetten burada kullanıyorlar. Köy içi berbat köy içindeki yolda berbat! Çocuklarımız sokağa çıkıp oynayamıyor. Sesimizi kime duyuracağız? Nereye gitmemiz gerekiyor onu bilemiyoruz.”
“EYLEM YAPACAĞIZ”
Şu an en büyük sıkıntımız beş tane hanemiz yıkılmak üzere. Ana yolumuz yani organize ana yolu resmen kapanmak üzere. Başvurulmamış hiçbir merci kalmadı. Sadece yapacağız deyip resmini çekip gidiyorlar.
Tek çaremiz kaldı: Biz yolu kapatıp, muhtarımızdan müsaade alıp, muhtarı sokmadan ana yolu kapatıp, gerekirse jandarmaya karşı gelerek artık eylemimizi yapmak zorundayız. Başka hiçbir yolumuz kalmadı. Bizi bu durumdan kurtarsınlar. Bizi karşı karşıya getirmeden en iyi bir şekilde nasıl yapacaklarsa yapsınlar.”
“BU KÖY YETİM KALDI”
“Burası Düzce’nin merkez mahallesi! Şu anda orada hasta var ve Yatalak, hastanın evin altı gördüğünüz gibi dökülmüş. Otuz köyü birbirine bağlayan bir köy. Bu köy yetim bir köydür, Sahipsiz bir köydür. Bu köy altı yüz oy vardır. Hepsi AK Parti’ye gidiyor. Ama ilgilenen yok.
Şimdi bu vaziyette bir tane çocuk bu dereye düşerse veyahut da yaşlı düşerse bunun vebalin altında kim kalkacak? Niye bu vaziyette burayı bırakıyorlar?
Bunların hepsi gelip ben Ayşe milletvekiliyle de görüştüm. O da geldi gördü. Devlet Su İşleri özel idare… Bunlar hepsi gelip gördüler. Her zaman yapıyorlar bir sene oldu. Bak iki sel yaşadık biz. Mahsulümüz kalmadı.
İki senedir peş peşe mahsullerim özellikle benim gibi yok. Bakın bunu bakın kayıt altına alınmış. Devlet Su İşleri bir teneke oraya koydu iki senede Set yapıyor diyeceğim. Bak ben şu anda yetmiş milyar tohum gübre borcum var. Bunu kim karşılayacak? Ben karşılayacağım. Ama mahsulüm kalmadı.
Şu anda burada bir tane vatandaş ölürse bunun vebalin altında kim kalkacak? Burası ana merkez mahalle. Düzce’nin bir merkez merkez bu köy, böyle mi olması lazım? Bakın her taraf mikrop Her taraf mikrop. Vatandaş mikrop kapıyor. Çocuklar hepsi yolun üzerinde. Toz duman içinde. Mikrop kaparsa bu çocuklar ne olacak? Acilen gereken yapılmasını arz ediyorum. Yetkililere sesleniyorum, gelip görsünler, zaten biliyorlar. Bir kişinin daha burnu kanamadan bunun çözümünü gerekenin yapılmasını arz ediyorum. Biz bu şekil çaresizlikte kalıyoruz. Sabaha kadar nöbet tuttular. Hani harbiden çok mağduruz. Yapılacak ne varsa yapılsın istiyoruz. En kısa zamanda yapacağız, yapacağız ama Aşağı yukarı iki ay oldu. Gene giden yok. Buraya bir kepçe buraya gönderen yok, Bir avuç kum gönderen yok, Taş gönderen yok. Yap da gözümüzü sok, biz görelim. Neyi bekliyorsunuz? Bir yağmur daha mı bekliyorsunuz? Artı birçok tepenin bu insanların hesabını nasıl ödeyecekler o zaman? Birine bir şey mi olması gerekiyor?”
HABER – AHMET ÇELİK
GÖRÜNTÜ – EMİRHAN TÖNGEL
Kaynak: https://www.oncurtv.com/