İsrail’in Lübnan’a Yönelik Bombardımanları Sağlık Sektörünü Vurdu
Bu olaylar, Lübnan’daki sağlık sisteminin karşı karşıya kaldığı krizlerin önüne sererken, uluslararası toplumun acil müdahalesinin ortaya çıkmasını ortaya koyuyor. Sağlık çalışanlarının korunması ve insani yardımın sürdürülmesi için atılacak adımlar büyük önem verilecek.
İçerik Başlıklarımız
Sağlık Çalışanlarına Yönelik Saldırılar
İsrail’de Lübnan’a düzenlenen bombardımanlar, uluslararası anlaşmalarla korunan hastaneleri ve sağlık ekiplerini hedef alarak büyük bir kalıcılığa yol açtı. Şu ana kadar 97 sağlık ve kurtarma ekibinin personeli hayatını kaybetti. Lübnan Doktorlar Sendikası, yaşanan “katliamın” durdurulması için acil çağrıda bulundu.
Uluslararası Toplumdan Acil Müdahale Talebi
Lübnan Sağlık Bakanı Firas el-Ebyad, 3 Ekim’de yaptığı açıklamada, İsrail ordusu 23 Eylül’den bu yana gerçekleştirilen hava saldırılarında 97 sağlık çalışanın faaliyet gösterdiği ve 10’dan fazla bakım hasarı verildiği belirtildi, uluslararası çapta acil müdahalede bulunuldu bulundu. Cenevre Sözleşmesi’nin 1949 tarihli 18. maddesi, sivil hastanelere saldırılması yasaklanıyor.
İsrail’in Hedefleri ve Etkileri
İsrail’in Dahiye’ye yönelik yoğun saldırıları, sağlık birimlerinin durdurma faaliyetlerini engelledi. İlk hedeflerden biri olan Hizbullah’a bağlı İslam Sağlık Kurumu, bombardımanda ağır hasara uğradı ve 7 sağlık çalışanının hayatı hayatını kaybetti. Bu durum, sağlık performansının ciddi şekilde bozulması.
Lübnan Kızılhaçı’nın Durumu
Lübnan Kızılhaç Genel Başkanı Antoine Zoghbi, Kızılhaç’ın bağımsız bir kuruluş olduğunu vurgulayarak, İsrail’de sağlık çalışanlarını “savaşçı” olarak değerlendirdiğini ifade etti. Zoghbi, “Yaralıyı yerde bırakıp ilk yardımda bulunmamak mümkün değil” diyerek uluslararası kurallara saygı gösterilmesini belirtti.
Diplomatik Çabalar ve Uluslararası Sözleşmelere Uyum Çağrısı
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, sağlık ekiplerinin desteklenmesi için operasyonlarda bulunarak uluslararası toplumdan destek talep etti. Eski Lübnan Barolar Birliği Başkanı Mehlem Halef, savaş sırasında tedavi edilmeyen hedeflerin alınmasının suç olduğunu vurgulayarak, İsrail’e uluslararası sözleşmelere uymayarak piyasaya sürülmesini ifade etti.