İdari izin kullananların il dışına çıkışları mümkün mü sorusuna hukukilik ve yerindelik bağlamında cevap vermek uygun olacaktır. Hukuki açıdan idari izin kullanan memurların, izin süresince herhangi bir izne tabi olmaksızın il dışına çıkmalarını engelleyen bir mevzuat düzenlemesi bulunmamaktadır.
Yerindelik açısından ise, mümkün olduğunca hastalık bulaşma riskinden uzak kalması gereken kişiler için seyahat etmek toplu ortamlarda daha fazla bulunmaya yol açacak ve hastalığa yakalanma ihtimalini artıracaktır. Bu ihtimal ise izin verilmesiyle ulaşılmak istenen amaca hizmet etmeyecektir.
Geçmişte “İkamet ettiği ilin hudutlarını izinsiz terketmek” fiili disiplin suçu oluşturmaktaydı. 657 sayılı Kanunun 125. maddesinin C fıkrasının (g) bendinde sayılan bu fiilin karşılığı aylıktan kesme disiplin cezasıydı. 2011 yılında 6111 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeler kapsamında söz konusu fiil disiplin suçu olmaktan çıkarıldı. Şu anda 657 sayılı Kanuna göre memurlar görevdeyken ya da izinli olduklarında ikamet ettikleri il dışına çıkmalarına engel bir durum bulunmadığı gibi, memurun görev yaptığı il dışında ikamet etmesi de mümkün. Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığının 13.3.2020 tarihli ve E.12362 sayılı yazısında, “Hamilelerin, yasal süt izni kullananların, engelli çalışanların, yönetici pozisyonlarındakiler hariç 60 yaş ve üzerinde olanların, Sağlık Bakanlığının belirlediği dezevantajlı grupların, (bağışıklık sorunu olanlar, kanser hastaları, kronik solunum yolu hastaları, obezite ve diabet, kalp damar hastaları, organ nakli olanlar, kronik hastalar) 16 Mart 2020 tarihinden itibaren on iki gün idari izinli sayılmaları,…..Sayın Cumhurbaşkanımızca uygun görülmüştür.” denilmektedir.
Görüldüğü üzere belirli nitelikteki kamu görevlilerine idari izin verilmesine ilişkin yukarıda yer verilen yazıda, idari izinkullananların bu izin süresince il dışına çıkmalarını engelleyici bir ifade bulunmamaktadır.
13 Mart 2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2020/2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile tüm kamu görevlilerinin resmi görevlendirme veya özel sebeplerle yurtdışına çıkışları durdurulmuş, zorunlu haller için yurtdışına çıkışa izin verecek yetkili makamlar belirlenmiştir. Genelgede kamu görevlilerinin yurt içi seyahatleri hakkında ise bir kısıtlama getirilmemiştir. İdari iznin verilmesine gerekçe olarak Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu’nun mezkur hastalığın ülkemizde yayılımının önlenmesine dair tavsiyeleri gösterilmektedir. Bu gerekçeden idari iznin hastalıktan etkilenme potansiyeli daha yüksek olan risk gruplarına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıklamalardan sonra soruya verilecek cevap hukukilik ve yerindelik bakımından farklılık gösterecektir. Meseleye hukuki açıdan bakacak olursak; mevzuatımızda idari izin adı altında düzenlenmiş ve çerçevesi çizilmiş bir izin hakkı bulunmamaktadır. Geçmişte olduğu gibi yürütme erki kamu yararının gerektirdiği belirli özel durumlarda kamu görevlilerine idari izin verme konusunda inisiyatif almaktadır. Diğer taraftan Anayasanın 23. maddesine göre herkes yerleşme ve seyahat hürriyetine sahip olup, seyahat hürriyeti suç soruşturma ve kovuşturması seeiyle ve suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla kanunla sınırlanabilmektedir. 657 sayılı Kanunda ise memurların ikamet ettikleri veya görev yaptıkları il dışına çıkışlarını yasaklayan bir hüküm bulunmamaktadır. Sonuç olarak hukuki açıdan idari izin kullanan memurlar izin süresince herhangi bir izne tabi olmaksızın il dışına çıkabilir. Diğer taraftan yerindelik bakımından yorumumuz ise farklı olacaktır. İdari iznin verilme gerekçesi hastalığın ülkemizde yayılımının önlenmesidir. İzin, tüm kamu görevlilerine değil etkilenme riski daha yüksek personel gruplarına verilmiştir. Dolayısıyla mümkün olduğunca hastalık bulaşma riskinden uzak kalması gereken kişiler için seyahat etmek toplu ortamlarda daha fazla bulunmaya yol açacak ve hastalığa yakalanma ihtimalini artıracaktır. Bu ihtimal ise izin verilmesiyle ulaşılmak istenen amaca hizmet etmeyecektir.