Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin İstanbul’daki Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane Külliyesi’nde düzenlenen programda bu yıl 14 Mart Tıp Bayramı buruk bir şekilde kutlandı. Yaşanan depremde annesini, babasını ve kız kardeşini kaybeden hemşire Kübra Timurcuoğlu yaşadıklarını anlatırken dinleyenler gözyaşlarını tutamadı.
Gaziantep Üniversitesi’nde Psikiyatri Hemşireliği Bölümü yüksek lisans öğrencisi olan ve aynı zamanda Türk Kızılay Şanlıurfa Toplum Merkezi’nde çalışan Timurcuğlu, deprem sırasında Şanlıurfa’da olduğunu ve hemen ardından ailesinin yanına Kahramanmaraş’a gittiğini söyledi.
Timurcuoğlu, depremden sonra Kahramanmaraş’ta hem bir evlat hem de bir hemşire olarak neler yaşadığını şöyle anlattı.
ENKAZI BEKLERKEN İHTİYAÇLARI GİDERMEYE ÇALIŞTIM
“Depremin ardından iş arkadaşımla birlikte Kahramanmaraş’a ulaştım ve o sırada ikinci büyük deprem meydana geldi. Ailemin içinde bulunduğu enkazının yarım kalan kısmı da üstlerine düştü. İlk gün hava şartları nedeniyle güvenli bir alana geçip sadece bekledik. Ertesi gün de ailemin enkazını bekledim. Ama bu arada hem aileme hem de çevremdeki insanlara faydalı olabilmek için kendi sağlığıma dikkat etmeye çalıştım. Sıvı alımını artırarak ve mevsim şartlarına uygun giyinerek bekledim. Bölgedeki durumu ve yardım çağrılarımı tek tek şahıslarla değil sosyal medya üzerinden herkese ulaşabilecek şekilde paylaştım. Bu şekilde beni takip edenler, kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve diğer yardım kuruluşlarına ulaşmaya çalışıyordum. Su, konserve, enerjisi yüksek gıdalar gibi birçok malzeme temin edildi. Hava çok soğuk olduğu için bunlara ihtiyacımız vardı. İş arkadaşlarımla birlikte bireylerin ihtiyaçlarını tespit edip dağıtımlarını yaptım. Yardım amacıyla gelen sivil halktan kişiler bizlere sorular soruyordu. Örneğin Paris’ten gelen beyefendi birçok tıbbi malzeme getirmesine rağmen ne yapacağını bilemiyordu. Bana sordu ve ben de bu malzemeleri devlet hastanelerine gönderdim. Depremin 7’nci gününden sonra aileme ulaştım ve onları defnettim.”
BİN 361 ÖĞRENCİMİZİ KAYBETTİK
Programda konuşan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, tüm sağlık çalışanlarının bayramını buruk da olsa kutladığını belirtti. YÖK Başkanı, üniversitelerin deprem bölgesine fiziki imkân sağladığını ve bu süreçte hem akademisyenlerin hem de öğrencilerin yardım çalışmalarında önemli bir rol üstlendiğinin altını çizdi. Özvar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Depremden doğrudan etkilenen ilerde 16’sı devlet 2’si vakıf olmak üzere 18 üniversite mevcut. Türkiye’deki açıköğretim hariç 4 milyon öğrencinin yaklaşık 377 bini bu 11 ildeki üniversitelerde kayıtlıydı. Yaşanan bu büyük felakette toplam bin 361 öğrencimizi kaybetmiş olduğumuzu üzülerek paylaşmak durumundayım. Öğrencilerimizin yanı sıra çok sayıda personelimiz de hayatını kaybetti.Deprem, o illerde ikamet eden hem de o illerde eğitim alan 100 binleri doğrudan etkiledi. Gerek depremin yıkıcı etkisinden birinci dereceden etkilenen öğrenci ve personelimiz gerekse yükseköğretim kurumlarımız bu felaketin etkilerini ortadan kaldırmada üstlendiği büyük rol nedeniyle yükseköğretim kurumlarımızda uzaktan eğitim imkanını dikkate aldık.”
ÜNİVERSİTE HASTANELERİ İLHAM KAYNAĞI
Tıp bayramı vesilesiyle yakın zamanda yaşadığımız yıkıcı depremler sonrasında sağlık alanında faaliyet gösteren tüm paydaşlarımıza bir kez daha yürekten teşekkür ederim. Hepinizin bayramını buruk da olsa kutlarım.
Üniversite hastanelerimiz sağlık sistemimizin ihtiyaç duyduğu sağlık personellerini yetiştirerek, bilgi üretimine katkı sunarak birçok önemli rolü üstleniyor. Özellikle salgın sürecinde üniversite hastanelerimiz sağlık hizmetini sağlayan başlıca kurumlar oldu.
Deprem felaketi sonrasında da şahit olduğumuz üzere bazı üniversite hastanelerimize kurulan afet klinikleri depremden etkilenen vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına yönelik olarak hizmet verdi. Üniversite hastanelerimizin en ihtiyaç duyulan zamanlarda insanlığa hizmet etme konusundaki kararlılıkları ve bağlılıkları tüm ülkeye ilham kaynağı oldu.
Geçtiğimiz eylül ayında yönetmelik değişikliğine giderek sağlık bakanlığı hastanelerindeki uygulamaya benzer şekilde ek ödeme, taban ödeme şeklindeki düzenlemeye giriştik.
Yapılan yönetmelik değişikliğiyle öğretim elemanlarının ve üniversitelerimizdeki sağlık personellerinin özlük haklarında önemli bir iyileştirme sağlandı. Bu arada araştırma görevlileri ile ilgili bazı problemlerin de giderilmesi konusunda bir hazırlık içindeyiz..”