Dershane açar gibi tıp fakültesi açılıyor. Tıp fakültesi demek bina demek değildir !
CHP’li İlgezdi,
“Dershane açar gibi tıp fakültesi açılıyor. Tıp fakültesi demek bina demek değildir. İktidarın bu vizyonsuz ve rakamsal rekorlar kırmaya çalışan yaklaşımı bizi yakın gelecekte sağlık sektöründe felakete sürükleyecek.”
dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, hastanesi olmayan tıp fakülteleri ve yeni tıp fakülteleri açılmasıyla ilgili açıklama yaptı. İlgezdi yazılı açıklamasında şunları kaydetti:
“Sağlık çalışanlarının maaşlarının yoksulluk sınırının altına düşmesiyle birlikte birçok hekim ülkeyi terk ederken, Türk Tabipleri Birliği’nin artan tıp fakültesi kontenjanlarına dikkat çekerek hazırladığı rapor, tıp eğitiminde kritik bir noktaya gelindiğini gösterdi. Sağlık Bakanlığı ve YÖK’ün, tıp fakültelerinin kontenjanlarını her yıl artırdığı vurgulanan raporda, bu yıl açılan toplam 21 bin 950 kontenjanın 18 bin 18’inin devlet ve vakıf tıp fakülteleri için olduğu dikkat çekti. Tıp eğitimi, toplum sağlığını doğrudan etkileyen bir eğitim. Türkiye’de de birçok üniversite bünyesinde tıp fakülteleri bulunuyor ancak sorunun nitelik mi, nicelik mi olduğu konusunu tartışmalıyız. Devlet tıp fakültelerinin Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile iş birliği protokolleri bulunuyor ve 32’si kendi hastanesine sahip değil. Vakıf tıp fakültelerinin ise 10’u özel hastaneler ile iş birliği yapıyor. Bu durum, tıp fakültelerinin nitelikli eğitim verme konusunda altyapı eksikliği yaşadığını gösteriyor. Yeni açılan fakültelerin öğrencileri diğer fakültelerde eğitim aldığından, bu fakültelerdeki öğrenci sayısı artıyor. Altyapı olmadan sadece bina açılışı yapmaya devam ederseniz sağlık sisteminde onarılmaz yaralar açarsınız. Türkiye’de son 15 yıldır 70’ten fazla tıp fakültesi açıldı. Bu tıp fakülteleri çoğu ulusal ve uluslararası eğitim kriterlere uymuyor. Türkiye’deki tıp fakültelerinin yaklaşık yüzde 65’i akredite değil. Nicelik olarak bakıldığında, ülkemizde tıp fakültesi sayısı oldukça fazla, hatta o kadar ki Avrupa’nın üzerindeyiz bu konuda. Dershane açar gibi tıp fakültesi açılıyor. Tıp fakültesi demek bina demek değildir. İktidarın bu vizyonsuz ve rakamsal rekorlar kırmaya çalışan yaklaşımı bizi yakın gelecekte sağlık sektöründe felakete sürükleyecek. Öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısında ciddi sorunlar var. Bu öğrenciler şifa dağıtmak için nitelikli eğitim almak zorundalar. Tıp eğitimi almak için en yüksek puanları alan genç doktor adayları iktidarın her köşe başına açtığı fakülteler yüzünden koşulları uygun olmayan ortamlarda nitelikli eğitim alamıyorlar. Bu ülkemizin gururu olan gençlerimize yazık ediyorlar.
“Diş hekimliği fakülteleri kontenjanlarındaki artış yüzde 522,5”
2009 yılına kadar 29 olan diş hekimliği fakülte sayısının 100’e yaklaşması ve kontenjanların sürekli artırılması eğitimde niteliği düşürmektedir. Bu sebeplerle diş hekimliği mezunları da işsizlikle karşı karşıya bırakılıyor. Bir örnek vermek gerekirse; 2007’den günümüze nüfus artış oranı yüzde 14,2’yken, diş hekimliği fakülteleri kontenjanlarındaki artış yüzde 522,5 oldu. 2020 itibari ile 34 bin 45 olan diş hekimi sayısı, böyle giderse 2028 yılında 90 bini aşacak. Mezun sayısı artarken, kamudaki istihdamın her sene azaldığı sır değildir. Bu yüzden ‘Atanamayan diş hekimleri’ kavramı artık literatürdeki yerini almıştır.
“Kontenjanlar acilen azaltılmalı” Mevcut okullardaki kontenjanlar acilen azaltılmalıdır. Derslik ve klinikler modernize edilerek kaliteli öğrenim görülebilecek fiziki altyapı sağlanmalıdır. Son dönemde kadavra bile görmeden mezun olduklarını dile getiren öğrenciler var. Fakültelerdeki teknik şartlar sağlanmalı ve eğitim için gerekli olan tıbbi malzemeler eksiksiz olmalıdır. Devletin tıp fakültelerine daha fazla ekonomik destek verilerek eğitim kalitesinin yükseltilmesi gerekiyor.’’
