ASM Çalışanları eleman,Aile sağlığı çalışanı ismi mesleki suikast
Hürriyetçi Sağlık Sen Kocaeli İl Başkan Yardımcısı Emel Yapıcı Gürkan, Aile Sağlığı Merkezlerinde yaşanan sorunları yazılı bir açıklamayla dile getirdi. Gün geçtikçe ASM’lerdeki çalışanların vasıfsızlaştırıldığını ifade eden Gürkan, yönetmeliklerdeki eksik ve yanlışların da çalışanların iş yükünü artırdığını ve mobbinge sebep olduğunu ifade etti. Başkan Yardımcısı Gürkan’ın açıklamaları şöyle:
ÜNVANLARIMIZI ELİMİZDEN ALDILAR
2011 yılında tüm Türkiye’de uygulanmaya başlanan aile hekimliği, birinci basamakta çalışan ebe hemşire sağlık memuru ve acil tıp teknisyenlerinin yeni ve yıllarca sürecek sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Sağlık çalışanı olarak çalışan meslektaşlarımızı bakanlığımız önce ‘eleman’ sonra da ‘Aile sağlığı çalışanı’ olarak adlandırarak mesleki itibarımızı elimizden almıştır. Hala aile hekimliği sisteminde çalışan ve profesyonel meslek eğitimi alan ebe hemşire ve diğer aile hekimliği çalışanları meslek unvanlarıyla değil de vasıfsızlaştırılarak sonradan eklenen unvanlarla anılmaktadır. Bu konu aile hekimliği sisteminin başlamasıyla profesyonel sağlık çalışanlarının tepkisini çekmiş, Bakanlığımız ebe, hemşire olarak adlandırmayarak bizlere ünvanlarımızı teslim etmemiştir.
ASM’LER ÜVEY EVLAT GİBİ
Aile hekimliği hemşire, ebe veya bir hekimin ekip çalışmasıyla oluşturulmuş bir sistem olmasına karşın yönetmelikteki eksik ve yanlışlıklar ebe ve hemşirelerin mobbingle karşı karşıya gelmesine zemin hazırlamaktadır. Aile hekimliği yönetmeliğinde aile sağlığı çalışanları görev, yetki ve sorumlulukları tanımlanırken ‘kurumca ilgili mevzuat ile verilen diğer görevleri yapmak’, ‘sağlık hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili olarak aile hekimin verdiği diğer görevleri yerine getirmek’ gibi benzeri maddeler ile açık uçlu bırakılarak yapılan mobbinglere sebep olmaktadır. Ekip anlayışını tamamen ortadan kaldırılmış karşılıklı güven ve huzur ortamı bozulmuştur. Ebe ve hemşireler son zamanlarda sık sık mobingle karşılaşmaktadır. Yönetmelik maddeleri en kısa zamanda revize edilerek bu kırgınlıkların engellenmesi ve ekip anlayışının çalışma düzenine tekrar dahil edilmelidir.
‘CEZA YÖNETMELİĞİ BIKTIRDI’
2021 yılında yönetmeliğe eklenen ceza maddeleri hepimizin bildiği gibi tüm aile sağlığı çalışanları tarafından ‘Ceza Yönetmeliği’ olarak tepkiyle karşılanmış çalışan herkesin motivasyonunu, çalışma şevkini kırmış ve bağlı oldukları bakanlığa karşı olan güvenlerini zedelememiştir. Tüm sağlık çalışanlarının gösterdiği tepkiye Sağlık Bakanlığı sessiz kalmıştır. Yönetmeliğin çalışanı cezalandırma mantığına dayandırılmıştır olması yetmezmiş gibi yönetmelik teşvik ücretlerini vermemek veya kesmek adına yine ceza yönetmeliği devreye sokularak çalışan bıktırılmıştır. Kaldı ki yönetmelik teşvik maddelerinde sağlık çalışanlarına yüzde 3 oranında etkisiz ve görünmeyecek kadar az olan ücretlendirmeyi reva görerek bir kez daha adaletsiz ve yetersiz göstermelik ücretleri kabul etmemiz beklenmemelidir. Birinci basamağının bel kemiği olan ebe ve hemşirelerin yaptıkları hizmetler, göz ardı edilmiş, poliklinik sayıları baz alınarak yapılan ödemelerle değersizleştirilmiştir.
‘YETRSİZ ÜCRETLER BUHAR OLUYOR’
Oysaki Mart 2020 tarihinde başlayan pandemiden bugüne kadar canla başla çalışan birinci basamak aile sağlığı ebe ve hemşireleri emeklerinin karşılığını alamamışken adil olmayan ücretlendirme yoksulluk sınırının altında kalan maaşları ile çaresiz ve umutsuzdur. Hemşire ve ebeler yetmeyen maaşları nedeniyle borçlu zor şartlarda, yılan hikâyesine dönen banka promosyonlarından medet umma noktasına getirilmiştir. Sağlık çalışanlarının asıl beklentisi, üç yılda bir yenilenen banka promosyonları değil insani şartlarda özlük hakları ve tek kalem maaş ücretlendirmesi ile yapılacak iyileştirmelerdir. Yetersiz ücretler, enflasyon ve vergi dilimi ile eriyerek buhar olmuştur. Toplu sözleşme görüşmelerinde masaya oturan yetkili ama etkisiz sendika ile yandaş sendika nedeniyle aile hekimliği çalışanlarının beklentileri karşılanamamaktadır.
‘KARŞILIKLI İZİN DİLEKÇESİ!’
ASM’lerde özveriyle çalışan meslektaşlarımızın en büyük sorunlarından bir tanesi de yasal izinlerini kullanırken yerlerine birini bulmak zorunda olmalarıdır. Yönetmelikte kullanılan izinlerde ücret kesintisi yapılmaması için bir meslektaşıyla karşılıklı izin dilekçesi doldurmaları zorunlu kılınmaktadır. İş kanununa bakıldığında ücretli izin, çalışanın hakkı olmakla birlikte aile hekimliğinde iş barışının bozulmasına ve yerine bakan çalışanın iş yükünün iki katına çıkmasına neden olmaktadır. Sadece yıllık izin değil kanunların kamu çalışanlarına verdiği doğum, ölüm, istirahat izinlerinde de yine çalışanlar yerine birini bulmadıklarında ücret kesintisi ile cezalandırılmaktadır. Kanser hastalığı ve tedavisi uzun süren hastalık durumlarında yapılan ücret kesintisi nedeniyle çaresiz kalarak bir nevi istifaya zorlanmaktadır. Hiçbir kamu çalışanı ya da işkolu izne ayrıldığında yerine çalışacak birini bulmak zorunda değilken ASM çalışanları yine çaresizlik içindedir.
‘PERFORMANS ÜCRET KESİNTİSİ’
ASM çalışanlarının sırtına 2011 yılından itibaren her gün yeni bir iş yükü binmektedir. İnsanüstü bir çaba gösteren çalışanlar; evrak yükü, koruyucu hekimlik hizmetlerinin yanı sıra istenen her artı iş il hizmetlerin kalitesi olumsuz etkilenmektedir. Gebe izlem, bebek izlemleri, bağışıklama, kan alma, obezite izlem, pansuman, enjeksyon, istatistiksel çalışmalar, kanser taramaları, HYP ve aşı takip ve daha birçok iş yükü varken ilçe sağlık merkezleri tarafından yapılan okul aşı ve okul taramaları da ASM’lere verilerek iş yükleri artırılmıştır. Özel hastaneler ve kurum dışında kayıtlı hastalara performans aşılarının zamanında yapılmamasının faturası da ASM çalışanlarına kesilmektedir. Özel hastanelerde aşıların zamanından önce veya sonra yapılması aşıyı yapan özel kuruma bir yaptırım uygulanmazken ASM’lerdeki hekim ve hemşirelere performans ücret kesintisi olarak yansımaktadır.
‘PAZARLAMACI GİBİYİZ’
ASM çalışanları yapmadıkları performans dışı uygulamalar nedeniyle tutanak, dilekçe vb. birçok evrakla yıldırılmıştır. Yeni açılan sıfır nüfuslu aile hekimliği birimlerine hasta bulma yine aile sağlığı çalışanlarının görevi haline gelmiştir. Birimin açıldığı tarihten itibaren ilk altı ayda 500 kayıtlı kişi 18. ay sonunda ise 1000 puana kadar ibaresi ve yeterli sayıya ulaşılamaması durumunda birimin kapanması riski ile karşı karşıya kalınmaktadır. ASM’lerde çalışan diğer birime kayıtlı kişilerin yeni açılan birime kayıt yaptırması yine ASM çalışanları arasında iş barışını bozduğu gibi hekim ve hemşireye pazarlamacı gibi kapı kapı dolaşarak nüfus toparlamaya mecbur bırakmaktan ve sağlık emekçilerinin itibarını yerle bir etmekten ileri gitmemektedir. Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın her fırsatta sağlık profesyonellerini ‘YSP’, ‘Hekim dışı sağlık çalışanı’ olarak adlandırması sahada çalışan birçok sağlık çalışanını incitmiştir.
‘ŞİDDET KARŞITI POLİTİKA YETERSİZ’
Çalışanlar, kendi bakanlığı tarafından ötekileştirilerek üvey evlat muamelesi görmektedir. Artarak devam eden şiddet olayları da yine ilgili bakanlıklar tarafından görmezden gelinerek Sağlık Bakanlığının şiddete karşı politikası birinci basamakta da yetersiz kalmaktadır. Özetle çıkarılan yanlış ve eksik, ucu açık yönetmelikler, birinci basamak çalışanlarının özlük haklarının ellerinden alınmasına, ücret yönetmeliğinin adaletsizliğine, mobbinge, cezaya dayalı yönetim anlayışına, artan iş yükü ve hak ettikleri izinleri gönül rahatlığıyla kullanamamalarına zemin hazırlamaktadır. Birçok aile sağlığı merkezi çalışanı meslektaşlarımız yaşadığı ve bahsi geçen nedenler ile önümüzdeki süreçte istifa etmeyi düşünmektedir. Birinci basamak sağlık çalışanları görevlerini en önemlisi koruyucu sağlık hizmetlerini en üst düzeyde tutarak anne bebek ölümlerini en az da indirgemiş bireyin ve toplumun sağlığını korumada görevlerini yerine getirmiş ve hala getirmektedir. Sağlık çalışanları Sağlık Bakanlığının da görevlerini layıkıyla yerine getirmesini beklemektedir.