Personel Sağlığa Özel Sağlıkta Siyaset Haberleri

Askeri Hastanesi askeri sağlık sistemi olmadan bir silahlı kuvvetler olamaz!

Haberiniz.com.tr’nin haberine göre;Zafer Partisi Sağlık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Şehirlioğlu ile Askeri Sağlık Sisteminin yok oluşunu konuştuk.

Şehirlioğlu, GATA’nın, (Gülhane Askeri Tıp Akademisi) asker hastanelerinin kapatılmasının Türk Ordusu’na olumsuz etkilerini, TSK’ne verdiği fiziki ve psikolojik etkilerini/zararlarını ve çözümlerini Haberiniz’e aktardı.

ŞÜKRAN KULAKOĞLU:

Vatanımız on yıllardır bölücü terörle mücadele ediyor. Ayrıca gerek NATO bünyesinde ve gerekse sınır ötesinde TSK Dünya’nın hemen her noktasında şanla, şerefle Türk Milleti’ni temsil ediyor. Fakat üzülerek görüyoruz ki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çelikten yapısı ve işlevini kolaylaştıracak birçok hayati unsuru kapatılarak tabiri caiz ise “budanmış” durumda. Bizler Askeri Sağlık Sistemi’nin önemini biliyoruz. Fakat üzerine basarak, içim acıyarak belirtiyorum; Türk Milleti’nin büyük kısmı bu riskin farkında değil!
O yüzden öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapısı içerisinde Askeri Sağlık Sistemi nedir, önemini açıklar mısınız? Okuyucularımız için özetleyebilir misiniz?

PROF. DR. ALİ ŞEHİRLİOĞLU:

BEN BÜTÜN GÜNEYDOĞU’DAKİ TEK ASKERİ ORTOPEDİST OLARAK YEDİ GÜN YİRMİ DÖRT SAATİN YETMEDİĞİ BİR ORTAMDA ÇALIŞTIM.

Memnuniyetle, çok küçük yaştan bu yana askeri doktor ve de ortopedist olmak isteyen bir insanım Allah’a çok şükür ki bana bunu gösterdi.

Mesleğimin de aşağı yukarı zirvesine ulaştığımı tahmin ediyorum.

Meslek hayatım içerisinde 92-95 yıllarında Diyarbakır’da görev yapmak nasip oldu. Bir yüzbaşı ortopedi uzmanı olarak Diyarbakır Asker Hastanesi’nde görev yaptım. Terörün en yoğun olduğu dönemlerdi. O tarihlerde er doktorluk denilen bir uygulama vardı. Maalesef ilk dönemlerinden daha sonra biraz düzeldi fakat ikişer ayda her dönem için üçer dörder doktor gelirdi ve 4 ay sonra doktor kalmazdı.

“Ben bütün Güneydoğu’daki tek askeri ortopedist olarak çalıştım. Yani yedi gün yirmi dört saatin yetmediği bir ortamda çalıştım.” Bugün yirmi altı saat olsa dediğim. Günler olurdu. Bir karakol baskını olurdu aynı anda 28-30 yaralı birden gelirdi.

Bugün aynı anda dört beş tane trafik kazası gelse bir üniversite hastanesi felç olur, ama biz oradaki otuz yaralının bir iki saat içerisinde triyajını yapar ameliyatı yapılacaklar taburcu olacaklar birinci öncelikli ikinci öncelikli hepsini planlar yaklaşık yedi sekiz saat içerisinde o krizi atlatırdık.

Bu askerliğin verdiği disiplinden kaynaklanıyor. Perdeli süslü bir acil servisimiz yoktu ama triyaja son derece uygun bir ortamımız vardı. Şimdi bir acil servise gidiyorsunuz perdelerden hastalara ulaşamıyorsunuz.

“KARDEŞİM DİYARBAKIR ASKER HASTANESİNE GİT KAPI ÖNÜNDE ÖLSEN DE SENİ CANLANDIRIRLAR.”

Oradaki en önemli şey en büyük tehlike yaralının üzerinde el bombası var mı? Patlamaya hazır bir şey var mı yani sağlık ekibini de tehlikeye atan bir unsur var mı ona bakardık.
Öyle bir hava yaratmıştık ki orada hastane kapısında yaralı ölse de geri döndürebilecek durumdaydık öyle bir hava yaratılmıştı.

“Kardeşim Diyarbakır Asker hastanesine git kapı önünde ölsen de seni canlandırırlar.”

Bu Asker üzerinde müthiş bir güç, müthiş bir moral motivasyondu.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU:

Özellikle terörü göze önüne alır ve karşılaştığınız vakaları düşünürsek gerçekten psikolojik olarak çok yıpratıcı bir görev icra ediyorsunuz?

Peki Mehmetciğe moral kaynağı olurken sizler aynı motivasyon içinde miydiniz?

PROF. DR. ALİ ŞEHİRLİOĞLU:

Biz aynı moral motivasyonda mıydık? Hayır!

“Yani ben ertesi günkü cenaze merasimini kendi memleketine kendi şehrine gönderecek şehidi ailesinin görebileceği bir şekle getirebilmek için çoğu arkadaşımla birlikte gece morgda sabahladık o soğukta bir yandan gözlerimizden bir yandan burunlarımızdan yaş akarak biz onları dikerdik ailelerinin üzüntüsüne üzüntü katmamak için… İşin bir de bu boyutu var çok çok farklı ölümler çok farklı vücut parçalanmaları ile karşı karşıya olduğumuz bir şeydi ve bu bizleri elbette etkiliyordu.”

ŞÜKRAN KULAKOĞLU:

Siz ve konunun uzmanları sürekli asker hastanelerine, askeri hekimlere ve harp cerrahlarına duyulan ihtiyacı dile getirdiniz getiriyorsunuz. Okuyucularımıza bunun neden önemli olduğunu anlatabilir misiz?

PROF. DR. ALİ ŞEHİRLİOĞLU:

“Bizim yetişmemizde milli şuur, vatan aşkı ve hizmet her şeyden önemlidir. Bu noktada da askere okulların ne kadar önemli olduğu da görülüyor.”

Ben bir askeri hekimdim operasyon bölgesine giderek yaralı aldığım da oldu, çok tehditkâr bir şekilde patlamamış fünyeyi yaralanan bacağından çıkardım da. Hayatımız tehlikedeydi fakat o ortamda hiç kimse bunu düşünmezdi. Ameliyathane ortamında dahi sadece ben değil bütün arkadaşlarımız bana destek olmak için orada olurdu.

Şöyle belirteyim; yaralı geldiği zaman hiçbir hemşire hanımı, hemşire lojmanından çağırmazdım yaralıyı duyan bütün hemşireler kendiliğinden oraya inerdi. Bugün bu refleksi sivil hastanelerde sağlık personelinin aldığı eğitim nedeni ile beklemek çok da mümkün değil.

Bu noktada şu hususu ayırt etmek gerek mevzu “biz yapardık onlar yapamazdı” demek değil, biz askeri okullarda böyle yetiştik aldığımız eğitim buna dayalıydı.

Kendimden yola çıkarak düşünürsem 18-19 yaşında yaz tatilinde yaklaşık bir buçuk iki ay eğitim kampı görerek ateş ederek elimde tüfekle geçirirdim.

Okulum bittikten sonra belirli bir süre bölük komutanlığını nasıl yapılır bunun eğitimini alarak yetiştim, dolayısıyla ben doktorluğun yanında askerliğin de verdiği disiplin ile bir askerin beni gördüğü zaman neler hissedebileceğini bilerek yetiştim.

Biz Askeri Doktorların valizi elimizdeydi bir gece öncesinden “Hadi kardeşim, sen yarın Şırnak’a gidiyorsun” diyebiliyorlardı. “Gidemem rapor alırım, ben gitmem benim Çocuğumun okulu var” deme şansına sahip değildik. Biz, zaten vicdanen “gelemeyiz” demeyen bilinçle yetiştik. “Bizim yetişmemizde milli şuur, vatan aşkı ve hizmet her şeyden önemlidir. Bu noktada da askere okulların ne kadar önemli olduğu da görülüyor.”

“Siz sivil bir cerrahı müdahale yapacaksın diye bir savaş alanına muharebenin ortasına götüremezsiniz.”

Siz kalkıp bir sivil doktora “hadi kardeşim Kuzey Irak’a gidiyoruz” diyemezsiniz. Gelmek istemez ve bundan dolayı da sorumlu tutamayız. Çünkü hayatında hep standart, hastane içerisinde ameliyat gerçekleştirmiş operasyon yaparken başından kurşunlar geçmemiş bir insan tedirginlik hisseder.

Sivil Sağlık ekibini askeri helikopterlere bindirip şunu da parantez içinde belirteyim bu kişilerin uçak helikopter fobisi olabilir. Böyle bir durumda sadece havadan ulaşım sağlanacak bir alanda ihtiyaç olduğunu varsayarsak “hadi baskın bölgesine gidiyoruz orada yaralılara operasyon uygulayacaksın” diye sivil hekimi sağlık ekibini bir savaş alanının ortasına götürmek hem psikolojisi gergin olan sağlık ekibinin hem yaralıların hayatını riske atmak demektir.

“Siz sivil bir cerrahı müdahale yapacaksın diye bir savaş alanına muharebenin ortasına götüremezsiniz.”

Bizler bunları yaşamıyor muyuz? Tabi ki yaşıyoruz ama bizler askeri okullarda bu gibi durumlarda soğukkanlılığımızı korumak üzere askeri bir psikoloji ile yetiştiriliyoruz.

ŞÜKRAN KULAKOĞLU

Sn. Şehirlioğlu Harp Cerrahisi dediğimiz zaman ne yazık ki birçok kişi bu konuda yeterli bilgiye sahip değil dolayısı ile önemi de idrak edilmiyor.

Harp Cerrahinin önemine vurgu yaparsak hangi noktalara değinmek istersiniz?

PROF. DR. ALİ ŞEHİRLİOĞLU:

ASKERİ SAĞLIK SİSTEMİ TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’NİN OLMAZSA OLMAZ BİR PARÇASIDIR.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde siz takımın bir parçasınız. Bu takımın size ihtiyacı var.

11 kişilik bir futbol takımını göz önüne getirin bunun çok iyi bir kalecisi, çok iyi bir gol atanı, çok iyi bir orta saha düzenleyicisi ve çok iyi bir top keseni var. Aynı şekilde silahlı kuvvetler içinde de sağlık sistemi en az bunlar kadar önemli. Sağlık sistemi Türk Silahlı kuvvetlerinin olmazsa olmaz bir unsurudur.

15 Temmuz kalkışması olduktan sonra ben birçok televizyon programına ve gazeteye bu konuda beyanat verdim,” yapmayın asker hastanelerini kapatmayın, kapatılamaz, kapatılmamalıdır, bu aslında bir vatan hainliğidir yapmayın” diye.

“KADIN DOĞUMCU HARP CERRAHİ OLUR MU? EVET, GEREKTİĞİNDE OLUR NEDEN OLMASIN?”

Gazeteciler dönemin Sağlık Bakan’ından şu cevabı alarak geri dönüş yaptı; “5 – 6 tane harp cerrahı için mi bunu söylüyorlar?”
Bu gerekçeye karşı şu cevabı vermiştim: ”Askeri hekimlikte her cerrahi, her branş harp cerrahisi yapar, kadın doğum bile harp cerrahisi yapar.”

Hamile bir kadının özel bölgelerine şarapnel parçası geldiğinde bunu o bölgeye hâkim olan ya da içerideki bebeğin durumuna hâkim olan en iyi kadın doğumcu müdahale eder. Kadın doğumcu harp cerrahi olur mu? Evet, gerektiğinde olur neden olmasın? Göz, beyin cerrahi, genel cerrahi aynı şekilde plastik cerrahi, ortopedi tüm branşların yeri mevcuttur çalıştığımız ortamda.

ŞÜKRAN KULAKOĞLU:

Anlattıklarınız şunu gösteriyor Harp Cerrahisi verdiğimiz şehitlerin sayısının azalmasında büyük rol oynuyor.

Hayati tehlikesi olmayan yaralanmalarda kanamadan kaybettiğimiz şehitlerimizde olmuştur muhakkak.

Ne tür yaralanmalarda can kaybı yaşıyoruz?

Yaşama şansı olan, tecrübesizlikten ve yetersizliklerden dolayı kaybettiğimiz Şehitlerimiz de mevcut bu konuda ne düşünüyorsunuz?

PROF. DR. ALİ ŞEHİRLİOĞLU:

Bu pencereden baktığımızda askeri hastanelerin kapatılması, askeri sağlık sistemine yapılan bir darbedir.

Ben ve birçok yakın arkadaşım Şırnak’taki yaralıya, Ankara’dan uçakla giderek ameliyata yardım edip veya alıp getirdiğimiz, bu koordinasyonu sağladığımız oldu. Harp cerrahisi bunu düzenleyen bir organizmadır. Doğal olarak askeri eğitim almamış, savaş ortamını tanımayan bilmeyen sivil bir doktorun, sivil bir hemşirenin böyle bir ortamda yeri geldiğinde hayati risk alarak ağır bir psikoloji altında yaralıya nasıl müdahale etmesini bekliyorsunuz?

Büyük yaralanmalar olursa cephede şehit olur. Kafadan, kalpten hayati organlara isabet aldıysa genellikle cephede şehit olur, fakat uzuvlardan isabet aldıysa kısacası koldan, bacaktan, omuzundan ve sırtından bu tip yaralanmalarda hayatını idame ettirmesini sağlayabiliriz.

Bu yaralıların da müdahalesinin de eksiksiz prensiplere uygun yapılması, tecrübeyle uygulanması gerekir. Yani kısacası bunu ancak ve ancak harp cerrahisi organize eder.

Ben ve birçok çok yakın arkadaşım Şırnak’taki yaralıya, Ankara’dan uçakla giderek ameliyata yardım edip alıp getirdiğimiz ya da bu koordinasyonu sağladığımız oldu. Harp cerrahisi bunu düzenleyen bir kurumdur. Doğal olarak askeri eğitim almamış, savaş ortamını tanımayan bilmeyen sivil bir doktorun, sivil bir hemşirenin böyle bir ortamda yeri geldiğinde hayati risk alarak ağır bir psikoloji altında yaralıya nasıl müdahale etmesini bekliyorsunuz?

Bu pencereden baktığımızda askeri hastanelerin kapatılması, askeri sağlık sistemine yapılan bir darbedir.

Hastanelerimiz kapatıldığında, adını vermeyeceğim fakat şimdi de çok popüler olan bir programdan aldığım soruya karşılık şu cevabı vermiştim, “madem hastanelere ihtiyaç yok şöyle yapalım; istikam birliklerini de kapatalım, nasıl olsa istikam birliklerinde mevcut olan her malzeme belediyelerde bulunmakta, belediyelerde aynı görevi yerine getirir. Muhabere birliklerinin de kapatalım. Muhabere birliklerinde mevcut olan malzemeler Türk Telekom’da mevcut o zaman muhabere birliklerine de ihtiyaç yok?”

Buradan anlıyoruz ki; Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev almak ve işleyişin eksiksiz sağlanması için asker hastanelerine ve bu personeli yetiştirecek okullara ciddiyetle ihtiyaç var.

Silahlı kuvvetler bir bütündür, her parçasına ayrı ayrı ihtiyaç var. Diğer ülkelere baktığımızda, bütün ülkelerin silahlı kuvvetlerinin arkasında sağlam bir askeri sağlık sistemi bulunduğunu görmekteyiz. Dolayısı ile sağlık sistemi olmayan bir silahlı kuvvetler asla düşünülemez.

ŞÜKRAN KULAKOĞLU:

Verdiğiniz bilgilere baktığımızda şu sorunun akla gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Biz Türk Milleti olarak en ufak doğal afette dahi Türk Silahlı Kuvvetleri’nden uzanacak ele manen de madden de ihtiyaç duyuyoruz.

Dolayısı ile Asker Hastaneleri, sadece Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesi için mi önem arz ediyor?

PROF. DR. ALİ ŞEHİRLİOĞLU:

Doğal afetlerde halkımızın kendini güvende hissetmesi ve sistemli bir hizmet alabilmesi için Türk Silahlı Kuvvetleri hayati bir unsurdur.

Tabiki hayır.

Doğal afetlerde halkımızın kendini güvende hissetmesi ve sistemli bir hizmet alabilmesi için Türk Silahlı Kuvvetleri hayati bir unsurdur.

1999 Depremi’nde bunu yaşayarak gördük. İki defa hem Düzce hem Marmara Bölgesi’nde yaşadığımız depremlerde arama kurtarma çalışmalarında bulundum. Askeri Hekimliğin yanı sıra 1995 yılında Hollanda’da arama kurtarma eğitimi de almıştım. Bizler bu doğal afetlerde de milletimizin yanında seve seve fedakârca bulunduk. Göçükten yaralı çıkardım “Doktorun işi mi?” Diyebiliriz fakat hem askeri disiplinin hem de tıbbi eğitimin verdiği donanımın katkısıyla gerekirse bazı uzuvlarını keserek enkaz altından çıkardığım birçok depremzede oldu.

Bu anlattığım noktalara baktığınızda askeri ekip bugün afet bölgesinden harp cerrahi olmak üzere disiplin ile savaşlarda edindiği kriz yönetimi tecrübeleri ile büyük ihtiyaçtır.

ŞÜKRAN KULAKOĞLU:

Şimdiye kadar askeri sağlık sisteminden bahsettik fakat bunun en önemli unsurlarından biri olan Askeri Hastanelerin de kuruluş nedenleri ve stratejik önemlerinden biraz bahsedebilir misiniz?

PROF. DR. ALİ ŞEHİRLİOĞLU:

Askeri Hastanesi askeri sağlık sistemi olmadan bir silahlı kuvvetler olamaz!

Bir gerçek var ki yani ben bunu altını 3 defa kırmızıçizgi ile çizerim.

Askeri Hastanesi askeri sağlık sistemi olmadan bir silahlı kuvvetler olamaz!

Şimdi Manisa Askeri Hastanesi kapatıldı mesela niçin kapatıldı? Bu küçük hastaneler kapatılırken öne sürülen bahane” hiçbir şekilde ticari olarak bir şeye bakmıyormuş. Son zamanlarda sağlık sistemimiz ne yazık ki hükümetin sağlık politikaları nedeniyle ticari bir yapılanma üzerine inşa olmuş vaziyette. Hastayı müşteri olarak gören bir sağlık sistemi ile karşı karşıyayız.

Şimdi bu sistem nazarında bakarsak elbette Manisa Asker Hastanesi kapatılır, fakat bu hastane kâr amaçlı kurulmadı ki. Dikkat ederseniz Ukrayna-Rusya Savaşı yaşandı hastaneler bombalandı, Filistin’de hastaneler bombalandı. Eğer Ege’de Yunanistan’la bir sorunumuz olursa 800 yatağı ile bölgenin en büyük hastanesi olan İzmir Askeri Hastanesinin bombalanması kaçınılmaz. İşte o noktada Manisa Asker Hastanesi İzmir’in yedeği olarak devreye girecek. Bunlar hep stratejik olarak kurulan hastanelerdir. Tehlike neredeyse hastaneye oraya kurulmuştur,” orada bir sıkıntı olursa yaralılara bu noktada müdahale edelim” düşüncesidir bu.

Şüphesiz sivil hastaneler bize bu tip olaylarda yardımcı olur fakat işin askeri boyutunda harp cerrahisi olmazsa olmazdır. Bu işin kuruluşu budur “Askerin bir an önce tedavi edilmesi ve cepheye destekte bulunulması.” Zaten asıl olay şudur bana göre Asker diye bir şey kalmadı.

Bizler sadece cephede tedavi eden yaralılara müdahale eden bir ekip değiliz.

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne askeri personel alınırken bu gençten asker olur mu olmaz mı diyerek inceleme yapan karar merciiydik. Bu çocuğumuzun düztabanı, omurga eğikliği, geçirilmiş kalça ameliyatı var mı bunları detaylı şekilde incelerdik.

Şimdi sizler askerlik eğitimi almamış mesleğin zorluklarını bilmeyen insanlara bu yetkiyi vererek belki de eline hiç silah almaması gereken bir gencimize askerlik yolunu açarak hem onu hem kurumu tehlikeye atıyorsunuz.

Askeri deneyimi olmayan savaş ortamı hakkında bilgisi olmayan bir hekime” bu adam asker olur mu olmaz mı” diye gönderdiğiniz zaman yanlış yapma ihtimali çok yüksek.

Yani ben yüzbaşı olarak bile ilk gittiğimde de bu raporları verirken çok zorlandım. “Bu çocuk askerlik yapabilir mi yapamaz mı? Ben bunu hangi maddeden istirahat vereyim?” asker hekim olmamıza rağmen karar verirken çok zorlanıyorduk.

Görev yaptığım zamanda ne yazık ki bizim kurumumuzda da bu raporları birtakım menfaatler karşılığında veren arkadaşlarımız oldu, fakat bunu inceleyen merciler vardı. Parmağını veren kolunu kurtaramadı, tahkikat altına alındı ya görevden menedildi ya da hapis yattı. Hiçbir hareketiniz başıboş değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde sizi denetleyen bir merci mutlaka vardır ve mutlaka bir cezası vardı.

Net bir denetim var, askerin mahkemesi kendi içinde işleyen bir mekanizması mevcut. Askerin omurgasını koruyan bir sistem yanlış yapma ya da menfaatleriniz ölçüsünde hareket edemezsiniz mutlaka bir gün kokusu çıkar ve başınıza büyük işler açar.

Siz kolunu kanadını kırdığınız bir sistemi devam ettirmeye çalışıyorsunuz. Bu sistemin öğrencisinin gideceği fakültesini kapattınız, hemşiresinin fakültesini kapattınız teknisyenlerin, astsubayların okullarını kapattınız. Şimdi silahlı kuvvetlere ne ile destek vereceksiniz?

Bunun yanı sıra birçok arkadaşımız özlük haklarını kaybetmemek için Albay rütbesiyle Yarbay rütbesiyle devam etti.

Şimdi şunun kararını veremiyorlar” mezun olan bir askeri tıp fakültesi öğrencisi ihtisasını nerede yapacak?” TUS sınavına mı girecek, Gülhane’de mi yapacak?

Gülhane dedik ama artık “Gülhane eğitim Araştırma Hastanesi”.Türkiye’de 28-30 tane yâda daha fazla eğitim araştırma hastanesi var buralarda mı yapacaklar ihtisaslarını? Peki, burada yapacaksa bu çocuk Üsteğmen olarak nerede kalacak, nerede çalışacak? İnanın bunların hiçbirinin cevabı yok, sistem yok, çökmüş durumda.

Her şey muallakta sistemsizlik içerisinde problemler çözülmeye çalışılıyor ve daha çok batağa batıyoruz.

Birde mevzunun önemli bir yönü daha var eskiden askerimiz aylarca evinden uzak olduğunda bilir ki ailesi sağlık yönünden güven içinde GATA’ya gider tedavi görürler şu an Gülhane Hastanesi’nin durumu içler acısı.

ŞÜKRAN KULAKOĞLU:

Sn. Şehirlioğlu terör saldırılarında örneklerini yaşadık. Terörün sivil yapılanması olduğunu bildiğimiz bir dönemde sivil hastaneler yaralı askerlerimiz için ne kadar güvenli?

PROF. Dr. ALİ ŞEHİRLİOĞLU:

Gündüzleri devlet dairelerinde çalışıp Akşamları Dağa Çıkan terör yanlısı kişileri gördük.

Sağlık personellerimizi zan altında koymak istemeyiz fakat geçmişte bunun örneklerini gördük gündüzleri devlet dairelerinde çalışıp Akşamları Dağa Çıkan terör yanlısı kişileri gördük. Bunların içinde sağlık personelleri de vardı çatışmada yaralanan askerlerimizi sivil hastanelere kaldırdığımızda Dolayısıyla biz Mehmetçiğimizin ya da saldırıya uğrayan herhangi bir bireyimizin güvenliğini de askeri hastaneler kanalı ile sağlamaktayız.

Bir örnek vermek gerekirse hastaya 2 ünite kan verin dese doktor kan grubu 0 pozitif ama AB negatif olarak verilse dahi yaralının ölümüne sebep olacaktır. Fakat az önce de belirttiğim gibi bu konuda zan altında bırakmak istemiyorum. Ama şunu belirtmeden geçemeyeceğim o zamanlar gündüz devlet dairesinde çalışıp gece Dağa Çıkan teröristler vardı bu terörist ruhlu adamın yerel personel diyeceğimiz bir şekilde hastane personeli olarak da çalıştığını biliyoruz aynı mantık aynı zihniyet içinde olduklarını düşünürsek “dağdaki teröristin yapamadığını ben burada yaparım” diyerek müdahale etme riski çok yüksek.

Bizim hastanemizden bile pamuk çalan Sargı bezi çalan kişileri yakalamıştık.

Röportajın sonunda şu konuya değinmek istiyorum

Türkiye’nin ekonomik şartları çocuklarımızı ne yazık ki böyle bir mesleğe itiyor.

“Ben gideyim 4 sene çalışırım hiç olmazsa biraz para alırım Ondan sonra evimi arabamı alırım köyümü de hayatıma devam ederim.” Düşüncesine sahipler

Vatan korumasına gitmek elbette içlerinde mevcut fakat maddi boyut daha da kuvvetli bir etken. Sizler nasıl bir performans almayı bekliyorsunuz bu gençlerden?

Siz askeri profesyonelleştireceğim derken, Askeri asker yapan okulları hastaneleri kapatırsanız Askerin içini boşaltarak hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni hem Türk Milleti’ni açık açık riske etmiş olursunuz.

İşte bu noktada Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir an önce kendi öz benliğine ve alışıla gelmiş sistemine dönmesi gerekmektedir.

ŞÜKRAN KULAKOĞLU:

Sn. Ali Şehirlioğlu verdiğiniz birbirinden kıymetli bilgiler için çok teşekkür ediyoruz.

PROF. Dr. ALİ ŞEHİRLİOĞLU:

Kaynak: haberiniz.com.tr

0 0 oylar
İçeriği Puanla
Abone Ol Bildirim Al
Bildir
guest
0 Yorumlar
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
0
Düşünceleriniz Bizim İçin Önemli, lütfen yorum yazın..x
Memur Maaş Zam Haberleri Bu Kayıt Konuşulur Yok Artık Doktorun Benzerliği Şaşırttı! Sağlık personeli hac test soruları Memur Sağlık Personeli Haberlerinde 112 Acil Fm’in yeri Bugün Meydana Gelen Ambulans Kazaları! Akraba Evliliği Öncesi Bir Düşünün Sağlıkçı Maaş Doğru bilenen ilk yardım yanlışları Çiğli’de Hastane Yemekleri Eylemi

Reklam Engelleyici Algılandı!!!

Reklam engelleyici kullanıyorsanız kapatmalısınız..