Hastanemi Açın Platformu: Bebeklerimiz ölüyor, hastanemizi kapatmayın
Ankara'da Kamu Hastanelerinin Kapatılması
Son günlerde, Türkiye‘de sağlık hizmetleri alanında yaşanan ciddi sorunlar ve hastanelerin kapatılması ile ilgili tartışmalar giderek büyüyor.
İçerik Başlıklarımız
Hastanemi Açın Platformu, Zübeyde Hanım Kadın Doğum Hastanesi Önünde
Ankaralı vatandaşlar, kamu hastanelerinin kapatılmasına karşı seslerini yükselterek, “Bebeklerimiz ölüyor, hastanemizi kapatmayın” çağrısında bulunuyor. Bu durum, sağlık sisteminin özelleştirilmesi ve şehir hastanelerinin etkileri üzerine yoğun eleştirileri beraberinde getiriyor.
Kamu Hastanelerinin Kapatılması ve Halk Tepkisi
Kapatılan hastaneler arasında Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi ile Sami Ulus Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi gibi önemli sağlık kuruluşları bulunuyor. Sağlık çalışanları ve vatandaşlar, bu hastanelerin kapatılmasını protesto ederek, kamu sağlık hizmetlerinin kalitesinin düşeceğinden endişe ediyor. “Yıllardır şehir hastaneleri gerekçe gösterilerek kamu hastanelerine yapılan kötülüğü durdurmak için elimizden geleni yapıyoruz” diyen vatandaşlar, sağlık sistemindeki adaletsizliklere dikkat çekiyor.
Türk Tabipleri Birliği’nden Açıklamalar
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Alpay Azap, sağlıkta yaşanan sorunlara ilişkin yaptığı açıklamada, “Bugün burada yeni bir akıl tutulmasına şahit oluyoruz. Gerçekten sağlıkta bir akıl tutulması var” ifadelerini kullandı. Azap, kamuda yeterli yoğun bakım yatağının olmaması nedeniyle bebeklerin özel hastanelere yönlendirilmesinin büyük bir skandal olduğunu vurguladı. Yirmi yıllık sağlık dönüşüm programının sonuçlarının acı bir şekilde ortaya çıktığını belirten Azap, özel hastanelerdeki yatak sayısının 4,5 kat arttığını, buna karşın kamu hastanelerinin yatak sayısının sadece 1,3 kat artabildiğini ifade etti.
Şehir Hastaneleri ve Kamu Sağlığı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz ise şehir hastanelerine taşınma gerekçesiyle kamu hastanelerinin kapatıldığını belirtti. “Doğum yapmak üzere olan yoksul bir kadın nasıl on beş kilometre uzaktaki hastaneye gidecek?” diyerek ulaşım sorununa dikkat çekti. Bu durumun halk sağlığını tehdit ettiğini vurgulayan Şahbaz, özel şirketler tarafından işletilen şehir hastanelerinin kamusal sağlık hizmetlerini devralma çabalarının endişe verici olduğunu söyledi.
Protestolar ve Toplumsal Hareket
Ankara’da “Hastanemi Açın” platformu üyeleri, kapatılan iki hastanenin durumu için protesto düzenledi. Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Kemal Oskay, sağlık hizmetlerinin erişilebilirliğinin azalmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Oskay, “Hastanelerimizi kapatmaktan vazgeçin. Güvenli sağlık hizmeti alacağımız kamu hastanelerine ihtiyacımız var,” dedi.
Sağlık alanındaki bu tartışmalar
Türkiye’deki sağlık sisteminin geleceği açısından kritik bir öneme sahip. Kamu hastanelerinin kapatılması ve özelleştirme politikaları, halk sağlığını doğrudan etkileyen unsurlar olarak öne çıkıyor. Vatandaşların ve sağlık çalışanlarının tepkileri, sağlık sistemindeki adaletsizliklere karşı duruşlarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak ve herkes için erişilebilir kılmak adına atılacak adımlar büyük önem taşıyor.
Ankara’da Kamu Hastanelerinin Kapatılması Tartışmaları: Sağlıkta Kriz Mi?
Ankara’da Zübeyde Hanım Kadın ve Doğum ile Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi’nin kapatılması, sağlık alanında ciddi tartışmalara yol açtı. Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, bu hastanelerin kapatılmasının anne ve çocuk sağlığına yönelik büyük riskler taşıdığını belirterek konuyu Meclis gündemine taşıdı. Bayhan, “Bebeklerin hayatı ticarete kurban giderken hastanelerin kapatılması yeni ölümlere yol verme kararı değil midir?” diyerek durumu eleştirdi.
Kapatma Kararının Sağlık Üzerindeki Etkileri
Bayhan, hastanelerin kapanmasının ardından kamu hastanelerinin özelleştirme süreciyle içlerinin boşaltıldığını ve sağlık hizmetlerinin ticarileştirildiğini savundu. Bu durumun, özel hastanelerin kamuya maliyet yükü oluşturduğunu ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) zarar verdiğini ifade etti. Ayrıca, “yenidoğan çetesi” gibi olayların bu durumu daha da göz önüne serdiğini vurguladı.Kapatma kararının potansiyel sonuçları:
- Anne ve çocuk sağlığı: Kapatmaların, özellikle hamile kadınlar ve bebekler üzerindeki olumsuz etkileri.
- Kamu hastanelerinin durumu: Özelleştirme sürecinin sağlık hizmetlerini nasıl etkilediği.
- Özel hastaneler: Kamuya maliyet yükü ve SGK üzerindeki baskılar.
Halk Sağlığını Tehdit Eden Olasılıklar
Bayhan’ın Meclis’e sunduğu soru önergesinde, taşınma sürecinde hasta dosyalarının kaybolması ve hastaların sağlık bilgilerine ulaşamaması gibi olasılıkların halk sağlığını tehlikeye atacağına dikkat çekildi. Ayrıca, Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi inşaatının henüz başlamamış olması, ihale bedeli üzerinden yapılan ödemelere ve ihale şartnamesine uyulup uyulmadığına dair detayların sorgulanması gerektiği ifade edildi.
Rant Projeleri ve Halk Sağlığı
Bayhan, hastane binalarının arsalarına verilen yükseklik ve emsal artışı kararlarını da ele alarak, bu durumun rant projelerine açıldığı iddialarına açıklık getirilmesini istedi. Bayhan, Bakan Kemal Memişoğlu’na “Halk sağlığı yerine rant çevrelerini mi koruyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
Kamu Hastanelerinin Güçlendirilmesi Gerekiyor
Bayhan, kamu hastanelerinin kapatılması yerine güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Sağlık sektöründe yaşanan bu tür tartışmalar, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak için atılması gereken adımları gündeme getiriyor.Güçlendirme önerileri:
- Kamu hastanelerinin desteklenmesi: Sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılması için gerekli kaynakların sağlanması.
- Hasta güvenliği: Halk sağlığını korumak için hasta güvenliğine yönelik önlemlerin artırılması.
- Şeffaflık: İhale süreçlerinin ve sağlık hizmetleri sunumunun daha şeffaf hale getirilmesi.
Ankara’daki bu tartışmalar
Sağlık sektöründeki sorunları bir kez daha gözler önüne serdi. Kamu hastanelerinin kapatılması yerine güçlendirilmesi gerektiği düşüncesi, sağlık politikalarının yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor. Sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesi ve özelleştirilmesi gibi durumlar, toplum sağlığını tehdit eden unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu bağlamda, kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve sağlık alanında sürdürülebilir politikaların geliştirilmesi büyük önem taşıyor.