Almanya’dan Türkiye’ye 2 Doktorun Hikayesi !
Türkiye’deki yaşamını bırakıp yeni bir ülkede hayat kuranların sayısı her yıl artıyor. 2016’da 69 bin kişi ülkeden ayrılmayı seçerken bu rakam 2022’de 139 bini aştı.
O kişilerden biri de Almanya’da dermatoloji alanında uzmanlığını yapan Yasemin. Hikâyesi tanıdık, düzenli bir yaşam sürüyor. Türkiye’de doktor olan Buse ise zorluklarla karşılaşsa da ‘‘Mutsuz değilim’’ diyor.
Türkiye’den gitmek isteyenler, kalanlar, seçim hakkı elinden alınanlar, iki dünya arasında sıkışanlar… Başka bir yaşamın hayalini kurmak mümkün halbuki. Doktorlar için öyle, mühendisler zaten nicedir gidiyor, öğretmenler de yeni bir yol çizmenin derdinde artık. Kurulu düzeni bozmak kolay mı? Türkiye İstatistik Kurumu, Türkiye’den yurtdışına göç edenlerin sayısının 2022’de 139 bini aştığını belirtse de rakamların ötesinde birbirinden başka hayat hikâyeleri var. ‘‘Ne iş olsa yaparım’’ diyenler ya da hayalinin peşinden gidenlerin sayısı az değil.
Okuyun: Büyük göç (1) | Türkiye’den gidenler, hikâyelerini Ruşen Çakır’a anlatıyor: “Tanık koruma programına girer gibi, her şeyi sıfırlıyorsunuz”
28 yaşındaki Yasemin de onlardan biri. Almanya’da yaşıyor, Türkiye’den ayrılalı yaklaşık üç sene geçmiş. Tıp fakültesinde okurken Almanca öğrenmeye başlayan Yasemin için yurtdışında yaşamak bir çocukluk hayali aslında. Çocukken izlediği filmlerden etkilenen Yasemin, Türkiye’de uzmanlık sınavına girmeyi hiç düşünmüyor. Almancası iyi, şansı yüksek. Ancak gidişi öyle kolay olmuyor. 80’den fazla iş başvurusu yapan Yasemin, tek bir yerden dönüş aldığını ve nihayetinde işi kabul edip Almanya’ya yerleştiğini söylüyor. Şu sıralar, dermatoloji alanında uzmanlığını yapmakla meşgul.
Türkiye’deki gündemi takip etmeyi de yavaş yavaş bırakıyor. Çünkü stres kaynağı, endişe yaratıyor. Almanya’da, Türkiye’den gelenlere yönelik bir önyargı balonu olduğu görüşünde. ‘‘Domuz eti yiyor musun?’’, ‘‘Alkol alıyor musun?’’, ‘‘Türkiye’de başörtüsü kullanıyor musun?’’ gibi sorular sıkça karşısına çıkıyor.
Dert yok, tasa yok
Fakat hayatından memnun, Almanya sakin ve güvenli bir yer.
‘‘Almanya’da doktor olarak çalıştığında seni mutlu eden, yaşamını sürdürebileceğin maaşı alıyorsun’’
diyen Yasemin, ekonomik olarak da kendini güvende hissediyor. Yasemin, Türkiye’de sağlık çalışanlarına yönelik şiddet gündemden düşmese de Almanya’da böyle bir olayla nadiren karşılaştığını belirtiyor.
Türkiye’ye dönmeyi düşünmüyor, ama zaten Türkiye’den de hiç kopmamış. Hala ziyaret ediyor, alışverişlerini bile Türkiye’den yapıyor.
‘‘Havası, toprağı, denizi her şeyi güzel’’
dediği yer olmasına rağmen Almanya’da yaşamaya devam edeceğini şöyle anlatıyor:
‘‘Buraya gelmek için çok emek verdim, Almanca öğrendim, çaba sarf ettim, bekledim. Cefasını çektim, sefasını süreceğim kısma yeni geldim. Türkiye’den göç etmek için en ideal yer. Dert yok, tasa yok’’.
Yine de Türkiye’yi özlemekten kendini alamıyor. Türkiye’nin daha canlı bir ritmi olduğunun altını çizen Yasemin, geride kalan arkadaşlarını da anmadan edemiyor. Hatta bu özlemi gidermek için yılda beş kez Türkiye’ye gelmeye bile razı.
İzleyin: Ruşen Çakır & Evren Balta: Büyük göçün sınıfsal ve kültürel boyutları
Bir doktorun hayatı görev yaptığı bölüme göre değişiyor
Buse, öte yandan, Türkiye’de kalmayı seçenlerden. 27 yaşındaki Buse de Yasemin gibi dermatoloji alanında uzmanlığını yapıyor.
Yurtdışında yaşama fikri Buse’ye hiçbir zaman cazip gelmemiş. Üniversitede de Türkiye’deki uzmanlık sınavına yönlendirildiğini, çevresinde yurtdışına giden doktor sayısının çok az olduğunu dile getiriyor.
‘‘Uzmanlık sınavına emek gösterince farklı bir yola girip dil çalışmak daha zor geldi’’
diyor.
Önü açık bir branşta çalıştığını belirten Buse, bir doktorun hayatının branştan branşa değiştiğini sözlerine ekliyor.
Kaynak:https://medyascope.tv/2023/10/19/almanyadan-turkiyeye-iki-doktorun-hikayesi-hayat-kolay-degil-ve-utopik-dusuncelere-yer-yok/