Afet Durumlarında Rejyonel Anestezi Yönetimi !
Afet, tanımı gereği, mevcut kaynakların etkilenen nüfusun talepleriyle eşleşmediği bir durumdur.
Genellikle afet durumlarının çoğunda dışarıdan yardım alınamadığında ölüm ve sakatlık oranları, yeterli kaynakların mevcut olduğu kriz zamanlarına göre çok daha yüksektir.
“Afet tıbbı” toplum temellidir ve bu kavram bireysel temelli tıptan çok farklıdır. Afetlerde uygulanan tıbbi bakımın amacı, daha fazla insan için en iyiyi sağlamak, yalnızca hayatta kalması beklenenlere tedavi sunmak ve sınırlı kaynakları israf etmemektir. Bu durum, mevcut tüm kaynakların en iyi şekilde kullanılmasına rağmen sağlık hizmetlerinin kalitesinin düşmesi anlamına gelir. “Sağlık afeti” (health disaster) terimi aynı zamanda bir afetin altyapıyı ve toplumsal işlevleri tahrip ederek sağlık hizmetlerini dolaylı olarak nasıl bozduğunu belirtmek için de kullanılmaktadır.
Anestezistlerin iş tanımları ve çalışma alanları dünya çapında farklılıklar gösterdiğinden, afet durumlarındaki görev ve sorumluluklarına ilişkin evrensel olarak kabul edilmiş bir uzlaşı mevcut değildir. Farklı “ekol” ile yetişmiş anestezi profesyonellerinin, afetlerle nasıl başa çıkacağı ve/veya kendilerini nasıl dahil edecekleri hususunda farklı yaklaşımları olacaktır.
Bazı ülkelerde anestezi profesyonellerinin görev alanı yalnızca ameliyathane ile sınırlıyken, diğer ülkelerde anestezi uzmanlığı hastane öncesi bakım (ambulans) hizmetleri, yoğun bakım, ağrı yönetimi ve acil hekimliğini de kapsamaktadır. Modern anestezi pratiğinde, anestezistlerin preoperatif dönemde hastanın hazırlanması, intraoperatif dönemde uygun anestezi yönetiminin sağlanması, postoperatif dönemde oluşabilecek komplikasyonların tanı/tedavisi, sıvı-elektrolit yönetimi ve etkin analjezi yönetimini de kapsayan bir çalışma modeli altına ‘perioperatif tıp uzmanı’ sorumluluğunu üstlendiği görülmektedir.
Afetler göreceli kavramlardır.
Küçük bir bölge hastanesinde ağır yaralanan üç hasta genellikle ‘felaket’ olarak nitelendirilirken, gelişmiş bir sağlık sistemine sahip bir bölgede çok daha fazla kazazede ile karşılaşılan bir durumla zorlanmadan başa çıkılması mümkün olabilir. Hadisenin gerçekleştiği yere göre de yaklaşımlar değişecektir.
Zorlu şartlardaki anestezi uygulamaları, mevcut kaynaklarla azami verimlilik ve mümkün olan en iyi hasta güvenliği koşullarını sağlayacak şekilde tatbik edilmelidir. Normal koşullara kıyasla tedavi edilmesi gereken hasta sayısındaki artışa rağmen, anestezi uzmanı hasta güvenliğini de mümkün olduğu ölçüde koruyarak kaynakların kullanımını optimize etmek için çabalamalıdır. Afet anestezisi, ‘travma anestezisi’ konseptinden çok daha fazlasını kapsar. Afet kaynaklı travma hastaları, geleneksel acil travma hastalarının ötesine geçen daha geniş bir patofizyoloji yelpazesine sahip olabilirler.
Zaman faktörü hastadan yana değildir ve çoklu organ yetmezliği süreci başlamış olabilir. Örneğin, deprem (veya başka bir sebeple çöken binalar) durumlarında hastaneye geç varış, organ yetmezliğinin halihazırda mevcudiyeti (ezilme sendromu ve dehidrasyona bağlı böbrek yetmezliği) nedeniyle zorluklara neden olabilir. Silahlı yaralanmalarda, kan kaybına bağlı hipotansiyon en önemli acil sorundur; ayrıca öngörülemeyen balistik travmalar, tüm hasarlı organ ve yapıların belirlenmesi için kapsamlı inceleme gerektirecektir. Röntgen yokluğunda, en ufak bir pnömotoraks olasılığı, röntgen ve/veya ultrason değerlendirmesi olmasa bile, anestezi işlemleri öncesinde göğüs tüpü takılmasını gerektirecektir. Afet anestezisi için anahtar kelimeler “güvenli” ve “basit” olarak sıralanabilir. Afet anestezisi özel bir anestezi şekli değildir.
Hasta güvenliğini gözeterek mümkün olduğu kadar çok kişiye yardım etmek amacıyla, ilaçların ve tüm medikal malzemelerin iyi tasarlandığı, uygun maliyetli, zamanın tasarruflu şekilde kullanılması konusundaki planlama ve deneyimlerin uygulandığı yaklaşımların bütünüdür.
Bu durumda hasta konforunun standartların altında kalabileceği gerçeği unutulmamalıdır.
ALINTI özet: Güncel Anesteziyoloji ve Ağrı Çalışmaları IX, Dilek ÖZCENGİZ, Editör, Akademisyen Kitabevi, Ankara, ss.1-9, 2024