6 Yaş İstismar Olayında İlginç Gelişme: LGBT DOKTOR..
Gazeteci Ayşe Baykan Oda TV’deki yazısında çok önemli detaylara yer veriyor. “Bir de bizi dinleyin ne olur…” başlığı altında kaleme alınan yazıda bu zamana kadar hiç kimsenin duymadığı ayrıntılar var.
Baykan aile yakınlarından biriyle yaptığı röportajda önemli detayları ortaya çıkartmış. “LGBT derneğinin idaresinde olduğu öğrenilen psikiyatrın kendisini çarşaflı gördüğünde (kaçan kızımızın ifadesi ile)
“Sen bu çarşaftan çıkmadıkça, kocandan boşanmadıkça, ailenden uzaklaşmadıkça huzur bulamazsın.”
kaçan kız
gibi ifadelere yer veriliyor.
İsmailağa Cemaati’nin gerek üst düzey gerek mensuplarından tanıdığım herkesi aradım. Genel olarak kimse böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal vermemekle birlikte, olmamış olması temennisinde bulunuyor.
H.K.G’nin annesiyle söyleşi yapmak çok istedim ve bunun için ortak tanıdıklarımızla talebimi ilettim. Kendisi rahatsız olduğu için görüşemeyeceğini söyledi, toparlandığı zaman konuşabilmeyi ümit ediyorum. Fakat aileden -adının verilmesini istemeyen- biri ile konuşabildim. Sizinle söyleşiyi paylaşacağım. Bu arada, haberi yapan Birgün gazetesi muhabiri Timur Soykan’la konuşmak için aradım ve talebimi ilettim ama kendisinde de herhangi bir dönüş alamadım.
Olay kabul edilebilir bir şey değil elbette. H.K.G’nin iddiaları adeta ülkeyi iki kutba ayırdı. Müthiş bir kavga var.
Aidiyet olmadan verilen bilgi yüktür
İKİ NOKTA
Kavganın sebebi bir tarafın H.K.G’nin iddialarını tartışmasız kabul etmesi, diğer tarafın da iddiaların komplo olduğunu iddia etmesi.
İki tarafı da birleştiren iki hususu atlıyoruz bu arada,
- Her iki tarafında 6 yaşında bir çocuğun nikâhlanmasını ve cinsel birlikteliğini kesin olarak reddetmesi; ki H.K.G’nın ailesinin mensup olduğu İsmailağa Cemaati dahil.
- Her iki tarafın da iktidarı eleştirmesi… Medyaya her ne kadar H.K.G’nin iddialarının doğruluğunu kabul edenlerin iktidar eleştiri yer alsa da, cemaat mensupları ve aile olayda iktidarın yanlış yol izlediğine inanıyor.
Konuyla ilgili şahsi düşüncelerimi başka bir yazıda kaleme alacağım, zira öncelikle ve sadece ailenin gözünden olayın anlatıldığı söyleşiye tarafsızlık gereği yer vermek istiyorum. Herhangi bir tarafı tutmuyorum yani… Fakat söyleşiye geçmeden hemen önce çok hoşuma giden bir sözü de paylaşmak istiyorum; “Aidiyet olmadan verilen bilgi yüktür.” Kabul etsin ya da etmesin İsmailağa Cemaati’nin “dini yaşama” anlayışındaki kuralları oldukça katı. Geçtiğimiz günlerde cemaate mensup bir kursa giden 8-9 yaşlarında kız çocuğuyla sohbetim beni çok üzdü. Evet, herkes çocuğunu istediği gibi yetiştirmek ister. Ama anne-babalar ahiretlerini kurtarsın diye çocukların dünyasını da cehenneme çevirmemeleri lazım. Yaşanmamış her yaş bir ızdıraptır. O ızdırap da dönüp dolaşıp sahibini bulur…
Zaman gösterecek
H.K.G’nin iddialarının doğruluğunu ya da yanlışlığını zaman gösterecek. Olayı medyaya taşıyan, konuşan ve tartışan insanların muhafazakâr kesim tarafından hedef alınmasını kabul etmiyorum. Olayı tartışan insanların İslam düşmanı ilan edilmesini de haksızlık olarak görüyorum. Bununla birlikte yaşandığı iddia edilen olay üzerinden bir cemaatin mensuplarının sapkın ilan edilmesi ve cemaatlerin hepsinin kapatılmasını istemek de adil değil. Sözü daha fazla uzatmadan söyleşiye geçmek istiyorum. Biraz uzun bir söyleşi olduğunu kabul ediyorum fakat gerek konunun hassas olmasından gerekse sizin sabrınıza güvendiğimden sorularıma verilen cevapları mümkün olduğunca kesmemeye çalıştım.
H.K.G’nın iddialarıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
H.K.G’nin kendini taciz etti dediği kişi Kadir İstekli, kızımızın babasının talebesidir. Ailenin de zaman zaman işleri ile meşgul olan bir kişidir. Ailenin 4 çocuğundan en büyüğü olan abinin hafızlık hocası olmakla beraber diğer çocuklara Kuran-ı Kerim’den hafızlığa geçene dek eğitimlerini vermiştir. Çocukların aralarında ortalama 3 yaş farkı vardır. Abi hafızlığında has yaparken, evden kaçan büyük kız da Kuran-ı Kerim okumaktaydı ve abisi ile beraber evlerinin karşısında bulunan İstekli’nin başka talebeleri ile beraber kaldıkları dairede eğitim gördü. Kaçan kızımız daha sonra Sakarya’da bulunan bir kız kursuna gitti ve hafızlığını orada yaptı.
H.K.G; Kadir İstekli’nin, 6 yaşından itibaren düzenli olarak kendisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasında. Hiçbir aile ferdi fark etmedi mi?
Böyle bir tacizin olması mümkün değil. H.G.K kayıtlarla da ortaya çıkacaktır. Hafızlığını Sakarya’da bir Kız Kuran Kursundan yapmıştır.
Gaybı ancak Allah (cc.) bilir
H.K.G, kurstan kendisini Kadir İstekli’nin aldığını ve araçta cinsel birliktelik yaşadıklarını iddia ediyor.
Gaybı (ki iddia edilen bizim açımızdan gayb olan bir husus) ancak Allah (cc.) bilir. Fakat cemaat içinde hassasiyetlerde aşırı olmakla bilinen bir baba fıkıhta cevabı olmayan o yaştaki çocuğu teslim etmesi mümkün değil.
H.K.G, Kadir İstekli ile tam olarak kaç yaşında evlendi?
14 bitirip 15 girmek üzere iken Kadir İstekli, çocukluğundan tanıdığı hocasının kızını (kızın rızası ve isteğini de alıp) istedi. Akabinde topluma açık nişan töreni yaptı.
“KÜÇÜK YAZDIRILDI”
H.K.G’nin yaşı ile ilgili tartışmalar neden?
28 Şubat dönemine denk gelen o yıllarda Müslüman aileler, çocukları doğduğunda bir yolunu bulup küçük yazdırmaya gayret derlerdi. Zira o günlerde okul meselesi başlamadan çocuklarının hafızlıklarını bitirmesinin başka bir yolu yoktu. Bundan dolayı kızlarını nüfusta bir yolunu bulup küçük yazdırırlardı. Aynı durum diğer kardeşlerde de vardır. Dolayısıyla okul başlamadan hafızlığını bitirsin diye küçük yazdırılan kızımız aslında 14 bitirip 15’e giren değil, 16’yı bitirip 17’ye girmek üzereydi.
H.K.G kemik yaşının tespiti için savcılık doktor raporu istediğinde yerine başka birinin geçirildiğini söylüyor. Ne diyorsunuz bu iddiaya?
Şimdi muayene eden doktor yanlış, kızımızı teste alan teknikerden diğer görevlilere kadar herkes yanlış, olayı tetkik eden savcı yanlış, anne baba, eş, kardeş herkes yanlış ve yalan söylüyor bir kızımız mı doğru söylüyor? Bu nasıl bir anlayıştır anlamak mümkün değil.
Kızınız evliliğinde mutsuz muydu? Aksi hâlde neden bu kadar ağır iddialarda bulunsun.
Bu sorunun cevabı için biraz geriye gitmek lazım. Kızımızın eşi ve bir çocuğuyla gayet mutlu bir evlilik hayatı vardı. Bu süreçte kızımız mütemadiyen kocasına bu cemaat ve ailesine yakın çevrede yaşamak istemediğini söylüyordu. Gitmek istiyordu, fakat kocası bunun uygun olmayacağını işi gereği de olsa burada kalmak zorunda olduğu tarzında cevaplarla geçiştiriyordu. Ta ki kızımız evden kaçmadan bir buçuk sene öncesinde hamileliğinin 5. ayında çocuğunun düşürene kadar… Kızımızın psikolojisi o günden sonra ciddi olarak değişti. Okumalar yaptık, psikiyatrlara götürdük. Teskin edici ilaçlar verildiği zamanda, kızımız evde başka varlıklardan bahis edip, zaman zaman bayılma ve kendi kendine zarar verme, çocuğuna ve kardeşlerine şiddete yeltenme vb. hareketlere başladı. Kızımızın babası diğer aile fertlerine “ablanız/kardeşiniz zor bir süreçten geçmekte, bizim ona yardımcı olmamız ve bir dediğini iki etmeden ona destek olmamız gerek” şeklinde kendi aile içi istişarelerinde karar aldılar. Baba alınan bu kararı damadına “Kızım nahif kişiliklidir. Çocuğunu düşürmesinden dolayı çok etkilendi. Her ne der ve isterse ona hayır deme.” diyerek iletti. Kısacası bütün aile kızımız ne derse kafa sallayarak ve her istediğini yaparak geçirmeye çalıştık süreci.
“KOCASINDAN BOŞANMAK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ”
Tüm bu desteklemeye rağmen kızınız neden sizce yanlış yapıyor ve neden bu kadar büyük yalan söylüyor?
Kızımızın evden kaçmasının üzerinden bir yıl geçtikten sonra kocasından boşanmak istediğini söyledi. Babası da Kadir İstekli’ye “Kızımız senden boşanmak istiyorsa boşanacaksın” dedi. H.K.G anlaşmalı olarak boşanmayı, çocuğunun velayetinin kendisinde kalmasını, maddi tazminat ve bir de nafaka istediğini söyledi. Kadir İstekli kabul etti ve kızımızın istediği şekilde boşanma gerçekleşti. Fakat kızımız babasına çocuğunu göstermek istemedi.
Boşanınca belli bir vakit sonrasında mahkeme ayın belli günlerinde babaya çocuğunu görme hakkı tanır. Olay medyada çıkmadan önceki bayramda çocuğun babada 10 gün kalma hakkı vardı. Bundan önceki 4 görme hakkında kızımız babasına çocuğu vermemek için direniyordu, her seferinde. Baba kanuni hakkı olan sürede çocuğunu görebilmek için günlerce sokak sokak aradı ikisini. Velhasıl buldu ve çocuğu polis nezaretinde aldı. Bu arada kızımız kız kardeşini arayarak hakaret ve tehditlerde bulundu. Kardeşi bir şey söylemeden telefonu kapattı. Kızımız dayısını arayıp “Bunlar çocuğumu benden kaçırdılar, ben bunlara ne yapacağımı bilirim” diyerek tehdit ederek telefonu kapattı. Baba çocuğunu teslim edeceği günü bir saat bile geçirmedi inanın.
Peki, sizin iddialarınıza göre kendisine karşı bu kadar iyi davranan bir ailesi ve eşi varken nefret etmesinin gerekçesi nedir?
LGBT derneğinin idaresinde olduğunu öğrendiğimiz) psikiyatrın kendisini çarşaflı gördüğünde (kaçan kızımızın ifadesi ile) “Sen bu çarşaftan çıkmadıkça, kocandan boşanmadıkça, ailenden uzaklaşmadıkça huzur bulamazsın.
Bilemiyoruz. Psikolojisinin bozuk olduğu dönemde normalde akıllı telefon kullanmayan kızımız, kocasından akıllı telefon istedi. Fakat o güne dek heyecanlı, zaman zaman başka şehirlere tatile, umre ziyaretlerine çıkan, AVM’lerde gezmeyi, alışveriş yapmayı seven kızımız, artık her nedense son zamanlarda kocasıyla beraber pek bir yere gitmek istemez olmuştu. Kocası konuyu öğrenmek ve bir şekilde psikolojik sorunlarından dolayı bu hâlde olduğunu düşündüğü eşini hayata kazandırmak ve psikolojisinin düzelmesine katkı sunmak için konuştuğunda, daha önce gittiği 3 psikiyatrdan özellikle son gittikleri (daha sonra bir LGBT derneğinin idaresinde olduğunu öğrendiğimiz) psikiyatrın kendisini çarşaflı gördüğünde (kaçan kızımızın ifadesi ile) “Sen bu çarşaftan çıkmadıkça, kocandan boşanmadıkça, ailenden uzaklaşmadıkça huzur bulamazsın. Zira senin kendine özgü bir kimliğin yok/olmaz. Senin ne yapıp edip bunlardan kurtulman lazım.” dediğini öğrenmiş. Bu olaydan sonra da kız kendisini kocasına, ailesine hepten kapattı. Aile ve koca istemediği herhangi bir şeyde ısrarcı olduğunda, kız bayılmalara varan terslemeler, şiddete yönelmeler kendisine ve çocuğuna zara vermelere yeltenmeye başladı.
“Doğum günün kutlu olsun sevgilim” tarzında mesajları ve “Sen paraları altınları al gel. Biz sana yer hazırladık.” mesajını görüyor
Genel hâli bu olan kızımız, telefonu eline aldığı bir ara annesi gülüp bir şeyler yazdığını görüyor. “Neye bakıyorsun kızım ver bir bakayım” dediğinde kızı vermek istemedi ama anne bir şekilde elinden telefonu aldı. Ve telefonunda (daha sonra adı dosyada belirtilen bir radyoda program yapan programcıya uygunsuz resim gönderdiğini ve “Doğum günün kutlu olsun sevgilim” tarzında mesajları ve “Sen paraları altınları al gel. Biz sana yer hazırladık.” mesajını görüyor. Tabii olarak dünya annenin başına yıkılıyor. Anne hemen babaya haber veriyor. Baba elinden telefonu alıyor ve kızına manevi baskı dediğimiz tarzda azarlamakla beraber nasihatlerde bulunuyor. Bu son yaşanan üzerine durum daha kötü, agresif bir hâl aldı. Aradan bir zaman geçtikten sonra anne birincisine benzer ikinci bir hadiseyi yakalıyor. Bu durum da ortaya çıkınca, bu sefer anne başka bir şey çıkar mı diye evin bazı yerlerini karıştırıyor. İçinde özel notlar olan bir ajandaya ulaşıyor ve kızının uygunsuz notlarına şahit oluyor. Anne perişan oluyor. Bu olaydan sonra kızımız hepten arsız dediğimiz bir hâl alıyor. Tabii bu durumu Kadir İstekli’ye söyleyemiyor anne ve baba. Lakin anne – baba her şeye rağmen kızları boşandıktan sonra ele muhtaç olmasın diye avukat vasıtasıyla kızlarının hesabına belli miktarda para yatırıyor. Çünkü varlık içinde büyüyen torunlarının annesine “Anne neden beni fakir yaşamaya mecbur ediyorsun? Neden bizim evimiz yok? Neden bana oyuncak almıyorsun? Seni sevmiyorum” şeklinde baskılar yaptığını ve anneyi sıkıştırdığını öğreniyorlar.
Yani, H.K.G istediği hayatın yaşanmasına izin verilmediği için mi öfkeliydi? İddianamedeki ses kayıtlarını nasıl açıklıyorsunuz?
Anne baba bu sıkıntılı durumu nasıl atlatırız derdindeyken H.K.G hiçbir şeyden haberi olmayan kocasını kullanarak, daha sonra öğreneceğimiz birtakım kişilerin akıl vermesi ve yönlendirmesi ile kaçmaya hazırlanıyor. Aileden ve ailenin yaşamından kurtulmak için birtakım deliller toplama derdine düşüyor… Kadir İstekli’de olanlardan habersiz, kayınpederi olan hocasının yönlendirilmesiyle eşinin her söylediğine “Tamam” diyor. Ses kayıtlarındaki kabul ediş bu sebepten. Daha sonra olayın parçalarını birleştirdiğinde evet çocuğu düşük yaptığından dolayı gittiği doktorların verdiği ilaçlar ve süreç içinde psikolojik sıkıntılarının olduğu vaki. Ama kolunu bacağını morartırcasına sıkmaları, kolunu korkuluklara vurmaları, çocuğunu sıkıştırmaları, kardeş ve kocasına ters davranmalarının altında aslında akıl verenlerin yönlendirmesi ile kendine delil oluşturmakmış.
“KIZIMIZA ULAŞAMADIK”
Kızınız evden kaçtıktan sonra hiç onunla konuşamadınız mı?
Maalesef bu süreçten sonra kızımıza ulaşamadık. Kendisinin ve çocuğun da nerede olduğunu bilmiyoruz. Kızımız mahkemeye müracaat etmiş, kaçarken şikâyette bulunduğu dava sonuçlanana kadar babanın çocuğu ile görüşmesinin kaldırılmasını talep etmiş. Ve kabul edilmiş. Nasıl bir güce sahip ki; mahkeme baba ile konuşmadan, çocuk ile konuşmadan, kızımızın kaldığı olumsuz hiçbir şarta bakmadan isteğini kabul eder ve görüşmeyi kaldırdı? Yapılan itirazlara da bir cevap verilmedi. Zaten süreçte de olay medyada patlak verdi.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Sizin aracılığınızla kamuoyuna sormak istediklerim var.
- Evlilik hayatı boyunca yılda en az iki sefer şehir dışı tatillerine giden, mütemadiyen AVM’lerde kardeşleri ile gezmeye giden o güne dek resmi 7, asıl 5 yıldan beri her ortama ve imkâna sahip olan bir kişinin kaç zaman sonra imkân bulduğunu iddia etmek ne kadar mantıklı? Ayrıca diyelim ki öyle; ilk mahkeme sürecinde devletin koca savcısına ima ile bile olsa söylemiş olsa savcı onu aileye verir mi?
- Provokatörlerin iddiasıyla, hastaneye ve mahkemeye etki edebilen bir yapı, her nedense kaçan kızlarını bir yıl boyunca bulamıyor, kızlarını evlendirirken yaşını büyük gösteremiyor ama kendilerine kumpas kuran kızlarına muhtemelen şantaj yapan birilerine ulaşamıyor?
- Dosyadaki delillere ulaşmak yasal olmadığı hâlde bir gazeteci, nasıl bunları alabildi?
Hadi bunu geçtim, aynı dosyada ailenin avukatlarının sunduğu, iddiaları nakz eden onca deliler göz ardı edilerek, hem de bilinçli bir şekilde infial oluşturması için parça parça, güya yeni ortaya çıkmış gibi, toplumu manipüle etmeyi amaçladıkları belli bir vaziyette, bunları cımbızla ve özellikle toplumda infial yaratacak şekilde nasıl sundu ve sunmaya devam ediyor?
KAYNAK: YENİAKİT.COM